Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazı fotoğraflar her seferinde içinizi yakar.
Belki de biricik mesele bu. Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip, kendimiz için sonsuz bir yaşam hayal etmek... Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Ama yine de, artık yangın yerine dönen ve ağızlarımızın tadının iyice kaçtığı şu lanet dünyada, cebimizdeki kibrit ve bir tutam tuzu başkalarının ihtiyacı için saklamayı düşünmek boş bir hayal mi?
Sayfa 190Kitabı okudu
Bitmez!
Hiç bitmeyecek anlaşılan, birtakım insanların bir araya gelip, beyleri altın uykularından uyandırma gayretleri.
Sayfa 123 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Önce yazı vardı, sözler yazının etkisini ve gücünü ortaya koymak için icat edildi, uyduruldu.
Sayfa 73 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Sığmadık
Ne kadar küçükmüş meğer. Sîgamadik yeryüzü sofrasına. Kibir denizinde boğulmuşuz da haberimiz yok.
Sayfa 63 - İletişim Yayınları
Reklam
Hazreti İbrahim oğlunun "Kuzu nerede?" sorusuna bir an sustuktan sonra şöyle, cevap verir: "Kuzuyu Tanrı verecek oğlum." Benim sorum daha kolay: "Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?"
Sayfa 20 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Kimse kimsenin mezarını dolduramaz . Herkesin mezarı kendine ."
Sayfa 112 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
Belki de biricik mesele bu. Dünyanın bizimle birlikte kurulduğunu zannedip, kendimiz için sonsuz bir yaşamı hayal etmek... Bu yüzden, bu kadar kalınlaştı derimiz. Bu yüzden dipsiz bir kuyuya dönmüş içimiz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Bazen tuhaf saatlerde annemi arıyorum. Telefonun ahizesini: "Ercan kuzum," diye kaldırıyor. "Yav anne nerden biliyorsun ki benim aradığımı? Belki başkasıdır, ayıp olur," diyorum. Annem; "Olur mu öyle şey oğlum. Nasıl anlamam? Senin kokun da geliyoru telefonun ucundan. Ercan'ımın kokusu..." Ne biçim insanlar bu anneler? Çok tuhaflar. Hiç kimseye benzemiyorlar. Ama, birbirlerini tanıdıklarına eminim. Kendi aralarında konuşup anlaştıkları, bizim bilmediğimiz ortak bir diller var muhakkak. Belki de gizlice buluşup, haberleşiyorlardır birbirleriyle kim bilir?
120 - 121.sayfaKitabı okudu
Reklam
Ey cellatlar, ey güvercin kasapları, ölüm tacirleri... İnsan daha konuşmadan, öğrenmeden, bilmeden "mezar kazıyordu" ölüsü için. Ne Berfo ananın oğlunun ölüsünü verdiniz, ne de Veysel'in mezarını... Ölülerimiz nerede? Bir karga bile değilsiniz. Kabil'in kargayı görüp de utanan kalbi yok sizlerde, anladık. Ama, yorulmadınız mı, ağzınızda cesetlerle yıllar yılı tepemizde akbaba gibi dolaşmaktan? Bir karga gibi yapın hiç olmazsa. İnin yere ve bırakın ölülerimizi. Kalplerimiz onlara mezar yeridir.
115 - 116.sayfaKitabı okudu
Kimse kimsenin çukurunu doldurmaz. Herkesin mezarı kendine.
Sayfa 112Kitabı okudu
12 Eylül'ün Türkiye'de ise oğullarının tabutunu arayan babaların ülkesi olarak hatırlanacaktır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.