Erengül

... yıllar geçer, insanın saçları beyazlar, sakalları beyazlar da, gözleri niye beyazlamaz, gözleri hala böyle siyah, böyle koyu, böyle eskisi gibi tutan şey nedir? ... Her şey ezildiği, ufalanıp çürüdüğü halde gözler nasıl olur da böyle kalabilir? ...
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Birini bir zamanlar sevmiş olmak insanın içinde iz bırakıyordu. İnsan o kişiyi artık sevmese bile iz kalan yer acıyordu.
Hayatın tek doğrusu yoktu, hayatın birkaç ya da birçok doğrusu da yoktu, hayatın sayısız doğrusu, sayısız yanlışı vardı, her hayat tekti, benzersizdi.
Sayfa 208Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.
Yaşamak, kendisi olabilmeyi ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmeyi tanımlar. Bu, insanın kendi sorumluluğunu, bir başka deyişle, hayatına anlam katma sorumluluğunu içerir. Sorumluluğunu üstlenen kişi özgürdür. Özgür insan daha az korkar, onun için sevebilir!
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşıyla orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır.
Sayfa 143Kitabı okudu
Sevmek, narsisizmin ve benmerkezciliğin yarattığı hapishanenin yalnızlık ve soyutlama hücrelerinden kurtulmaktır.
Umut, nefes nefese koşarken bir sokağın köşesinde, arkadan yetişen bir kurşunla vurulmaktı elbette.
Güzelliğin gizeminin yaşamın gizeminden aşağı kalır yanı yoktu; hatta güzellik daha da gizemliydi; yaşamın ve güzelliğin dokuları birbirine geçmişti; kendisi de güneş ışığı, yıldız tozu ve mucizeden dokunmuş, aynı anlaşılmaz kumaşın minik bir parçasıydı.
Sayfa 240Kitabı okudu
Hayatta aldatmaca nerede başlar, hakikat nerede biter?
Sayfa 445Kitabı okudu