Erhan İlhan

Derin bir günah duygusu olmadıkça hiçbir kefarete de gerek yoktur. Burada, diğer yerlerde olduğu gibi, bir kitle hareketinin tekniği halka önce bir maraz aşılamak, sonra da o kitle hareketini, bu marazın tedavi yolu olarak halka sunmaktır. Etkili bir kitle hareketi, günah fikrini iyice besler. Özerk benliği yalnız kısır ve aciz olarak tarif etmekle kalmaz, onu aşağılık bir insan olarak da görür. Günah çıkarmak ve nedamet getirmek, kişinin bireysel farklılığını ve özgünlüğünü bir kenara bırakması demektir ve kurtuluş, bir kişinin kendisini cemaatin kutsal birliği içinde kaybetmesiyle elde edilir. Suçluya karşı bir şefkat duygusu vardır ve bütün kitle hareketleri suçluyu kazanmak için onun etrafında devamlı kur yaparlar.
Reklam
Fanatiklerin en ateşlileri genellikle, doğuştan gelen kusurları nedeniyle veya dış koşulların sonucunda, kendilerine güvenlerini kaybetmek zorunda kalmış bencil kişilerdir.
Yükselen bir kitle hareketinin taraftar toplaması ve onları elinde tutması, sunduğu öğreti ve vaatler sayesinde değil, bireysel varoluşun doğurduğu endişeler, çoraklık ve anlamsızlıktan kaçıp kurtulmak için bir sığınak sunması sayesindedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yükselen kitle hareketlerinin aileye yönelik tutumları hayli ilgi çekicidir. Çağımızın hemen hemen bütün kitle hareketleri, başlangıç aşamalarında, aileye düşmanca tavır takınmışlar ve onu gözden düşürüp zayıflatmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Bunu yapmak için ebeveynlerin otoritesini baltalamışlar, boşanmayı kolaylaştırmışlar, çocukların beslenme, eğitim ve eğlenme işlerinin sorumluluğunu üzerine almışlar ve gayrimeşru ilişkileri teşvik etmişlerdir. Kalabalık konutlar, sürgün, toplama kampları ve terör de ailenin zayıflamasına, yıkılmasına yardım etmiştir. Yine de, başlangıç devresindeki Hıristiyanlığın aileye karşı takındığı düşmanca tavır, bugünkü kitle hareketlerinin hiçbiri tarafından bu kadar açıkça ortaya konulmamıştır. İsa sözünü sakınmadan şöyle demiştir: ''Çünkü ben oğul ile babasının, kız ile anasının ve gelin ile kaynanasının arasına ayrılık koymaya geldim. Ve insanın düşmanları kendi ev halkı olacaktır. Babayı ya da anayı benden çok seven bana layık değildir; oğlunu veya kızını benden çok seven de bana layık değildir.'' Annesi ve kardeşlerinin konuşmak için dışarıda kendisini bekledikleri haber verildiği zaman İsa şöyle buyurmuştu: ''Benim anam kimdir? Ve kardeşlerim kimlerdir?'' Ve elini havarilerine doğru uzatıp dedi ki: ''İşte anam, işte kardeşlerim.''
Yaratıcı yoksullar genellikle hüsrana kapılmazlar. Bu durum, işinde becerikli yoksul zanaatkar için olduğu kadar, yaratıcı imkanlara sahip yoksul yazar, sanatçı ve bilim adamı için de geçerlidir. Özgüvenimizi en çok güçlendiren ve bizi kendimizle en çok uzlaştıran şey devamlı yaratma yeteneği, günbegün ellerimizle bir şeyler meydana getirdiğimizi görmektir. Modern çağda hüsrana uğrayanların sayısının artması ve bireylerin kitle hareketleri tarafından daha kolay etkilenmelerinin nedenlerinden biri belki de el sanatlarının zayıflamış olmasıdır. Bireylerin yaratıcı güçleri kayboldukça, bir kitle hareketine katılma eğilimlerinin gittikçe arttığı görmek ilginçtir.
Reklam
Reklam
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.