Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

esra özen

88 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Marquez severleri heyecanladıran kitaptır kendisi. Ölümünün ardından 10 yıl geçmişken ve artık pek bir beklenti yokken gelivermesiyle heyecanlandık haliyle. Kısacık bir roman, 70 sayfa civarında. Önsöz, yayıncının notu ve eklerle 88 sayfalık bir kitap. Önsöz çocuklarından. Babalarının bu kitabın imha edilmesini istediğini söylüyorlar. Sonsöz editör Cristobal Pera’dan. Kitabın yazım süreciyle ilgili detaylar vermiş bize. Son bölüm büyük sürpriz oldu benim için. Etkileyici gerçekten. Roman kahramanımız, her yıl Ağustos ayının 16’sında adaya annesinin mezarını ziyarete gidiyor. Bu ziyaretler zamanla, yaşı da ilerlemişken hayatına farklı bir heyecan getirmeye başlıyor. Kitap uçmuyor ama çok akıcı. Editör Pera’nın aktardıkları önemli bu noktada. Sağlığı izin vermemiş uçurmasına. Mart 2024 basım. Can yayınlarından çıkmış, Emrah İnce çevirisi. Kitaplığımın değerli bir üyesi artık kendisi. #ağustostagörüşürüz #gabrielgarciamarquez #gabo #canyayınları #bookstagram #latinamerikaedebiyatı #emrahince
Ağustosta Görüşürüz
Ağustosta GörüşürüzGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2024264 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Genç (1992 doğumlu) bir yazarın bol ödüllü ilk kitabı. Kitap 2016’da yazar 24 yaşındayken yayınlanmış. Ümit veriyor. Güney ve Kuzey Kore sınırında bir liman kenti olan Sokço’ya Normandiyalı bir çizgi roman çizeri gelir, köhne bir pansiyona yerleşir, mevsim kıştır şehir ıssız ve durgundur. Anlatıcımız üniversiteyi bitirip geri dönmüş, pansiyonda çalışmaya başlamış, model olmaya çalışan bir sevgilisi olan, ara sıra annesini ziyaret eden 20li yaşlarda genç bir kadın. Annesi Koreli, babası Fransız anlatıcımız ile yabancı arasında gelişen arkadaşlığı okuyoruz romanda. Aynı Sokço gibi soğuk, durağan ve mesafeli bir arkadaşlık. Kitap oldukça durağan ilerlemesine karşın, karakterlerin iç dünyalarında olup bitenleri gayet güzel aktarabilmiş. Sonu havada kalmış gibi görünüyor, okuyanların hayal gücüne bırakılmış. Bitireli bir kaç gün oldu ama her gün farklı bir son ya da devam geliyor aklıma. Bir süre zihnimi meşgul edeceğe benziyor. Ocak 2023’de Can Yayınlarından çıkmış. Çevirisi Z. Canan Özatalay, editörlüğü Şirin Etik tarafından tertemiz yapılmış. Kitabı sevdim, tavsiye ederim.
Sokço’da Kış
Sokço’da KışElisa Shua Dusapin · Can Yayınları · 2023343 okunma
103 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yine noktasız bir kitap. Bu aralar tamamen rastlantısal, nokta kullanılmamış kitaplar okuyorum. Burada da 24 bölüm var her bir bölüm bir cümle gibi düşünülebilir. Fakat “nokta” gerçekten insana soluk aldıran bir şeymiş, bu kitapta bunu anladım, nefes nefese kaldım okurken, sanki frenim patlamış gibi. Bıraktığın an başa dönmen gerekiyor Konu çok ilginç. Bir psikiyatr kendisini terkedip giden ve gittiği yerde öldürülen karısının filmini yapması ve olayı aydınlatması için, kendisinden F. olarak bahsedilen bir belgeselciyle anlaşıyor. F. Ekibiyle Ortadoğu çöllerine gidiyor ve olaylar başlıyor. Saptamalar düşündürücü. Yazar sürekli gözlemlendiğimiz ve bilerek ya da bilmeyerek başkalarını gözlemlediğimiz dünyada aslında gözlemlenmenin bizler için bir ihtiyaç mı yoksa rahatsız edici bir duygu mu olduğunu irdeliyor. Dikkat sorunu olanlara, çabuk sıkılanlara, derinleri sevmeyenlere önermem. İsviçreli oyun ve roman yazarı Dürrenmatt çok farklı bir dünyaymış gerçekten. “Yunalı bir kız aranıyor” da çok eğlendirmişti beni. Kitapların baskıları olmadığından sahafları araştırmak gerekiyor. Çevirisi çok iyi. Mustafa Tüzel’e teşekkürler.
Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi
Gözlemcileri Gözlemleyenin GözlemiFriedrich Dürrenmatt · Dedalus Kitap · 2017112 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
192 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Tatar Çölü ile tanıyıp peşine düştüğüm yazar Dino Buzzati’den ilginç bir eser. Masal, fantastik kurgu ya da büyülü gerçekçilik olarak adlandırılabilir türü. Her ne ise de pek güzel. Katmanlı bir kurgu olduğunu söyleyebilirim. Ruhu olan, orman cinleri tarafından korunan yaşlı bir ormanın yıkıcı insana karşı varlığını sürdürme savaşına tanıklık ediyoruz kitap boyunca. Ormanı buna mecbur eden ise, ormanın varisi bir Albay. Kendisiyle birlikte mirasa ortak olan küçük yeğenini ortadan kaldırmayı, ağaçları kesip para kazanmayı düşünen, herkesin ve her şeyin kendisine itaat etmesini bekleyen eski bir asker. Bu savaşta insansı savaşlara benzer pek çok şey görülebilir: casuslar örneğin. Bu kitapla yazar biz yetişkinleri ormana ve ağaçların ruhuna bakmaya davet etmiş gibi görünüyor. Kitap iyi ve kötü kavramları üzerinde şekillenirken, albay özelinde inceden bir Faşizm eleştiri de hissediliyor. Kitabı sevdim. Haberci saksağanlar, sadık rüzgarlar, insan kılığına girmiş cinler, hedefe kilitlenmiş fareler gibi pek çok ilginç karakteri var. Okumalı derim.
Yaşlı Ormanın Gizemi
Yaşlı Ormanın GizemiDino Buzzati · Timaş Yayınları · 2019313 okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Sabah Denizi
Akdeniz’in iki kıyısında iki anne oğul, iki ayrı dünya. Bedevi kadın Cemile ve oğlu Ferid savaştan, tepelerine inen bombalardan kaçmaya çalışıyorlar. Hedefleri İtalya. Trablus’ta doğan ama 11 yaşında Kaddafi tarafından zorla ülkesi İtalya’ya gönderilen Angelina ve oğlu Vito ise aslında anavatanları olan İtalya’da yabancı gibi yaşamaya çalıyorlar,
Sabah Denizi
Sabah DeniziMargaret Mazzantini · Doğan Kitap · 201487 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
“Sessizlik Oteli”ni çok sevip peşine düştüğüm İzlandalı yazar Auður Ava Ólafsdóttir tarafından yazılmış. Bu kitabı da sevdim. Yazık ki başka kitabı yok dilimizde Aynı gün hem sevgilisi hem de kocası tarafından terk ediliyor sayısız dil bilen çevirmen kahramanımız. Türk usulü gürültü patırtı yok tabi, sakince karşılanıyor başa gelenler. Kendisini teselli etmeye gelen ikizlere hamile arkadaşı merdivenlerde düşüyor, hastanelik oluyor. Ve arkadaşının 4 yaşındaki işitme ve görme sorunlu oğlu kahramanımızın yol arkadaşı oluyor. Piyangodan büyük ikramiyeyi kazanan bu ikili düşüyor yollara. İzlanda’nın doğasını, havasını bol bol hissediyoruz bu yolculuk sırasında. Bir yol hikayesi, bir kendini arama/tanıma hikayesi, bir ortak dili olmadan anlaşmanın yolunu bulma hikayesi vs gibi tanımlamalar yapılabilir kitapla ilgili ve hepsi de doğru olur. Okuduğum iki kitapta da kahramanlar yollara düşüyor. Her ikisinde de bazı sorunları nedeniyle iletişim kurmanın zor olduğu çocuklar var. Keşke daha çok kitabı çevrilse dilimize. Bu tarzı sevdim. Kitap Gökhan Sarı tarafından çevrilmiş dilimize, çok beğendim. Ancak bir kaç yerde yazım hataları var. Özellikle sonlara doğru redaktör arkadaş sıkılmışa benziyor :) @pinhanyayinevi nin dikkatine… Dingin ama sıkmayan bir şeyler okumak isteyenlere ya da İskandinav edebiyatı severlere önerebilirim.
Kasım Yağmuru
Kasım YağmuruAudur Ava Olafsdöttir · Pinhan Yayıncılık · 201624 okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Çeviri sorunsalı
Javier Marias “Yarınki Yüzün” üçlemesi ile tanıyıp hayran kaldığım, ne yazmışsa okurum dediğim bir yazar oldu. Dilimizde yayınlanmış tüm kitaplarını da edindim. Kronolojik sıraya büyük ölçüde uyarak Tüm Ruhlar ile başladım. Yarınki Yüzün’ü okumuş olanlara tanıdık gelecek isimler anlatılıyor bu ilk kitapta. Kahramanımız Oxford günlerini ve orda tanıdığı tüm ruhları detaylı anlatmış. Yine Marias tadında bir kitap olabilirmiş eğer ki çevirisi doğru dürüst yapılsaymış. Kitap Yapı Kredi Yayınlarından çıkmış. Çeviri sıkça rastladığım bir çevirmen tarafından yapılmış. Ama kitap ne yayınevine ne de çevirmene yakışmış. Anlatım bozukluklarıyla dolu, yer yer imla hataları gözden kaçırılmış. Okumayı zorlaştıran saçma sapan cümleler yorucu. Arı dil mi olsun eski Türkçe mi iyidir kafa karışıklığında iş tam bir çorba olmuş. Bir kitap çevirmek büyük emek, zorlu süreç. Bunu anlayabiliyorum ama herkes işini düzgün yapmalı, olmuyorsa yapmamalı. Bazı İtalyanca kitapları okumamı engellediği için Şadan Karadeniz’den sonra Neyyire Gül Işık da kara listeme girmiştir. Editörlük de ciddi bir iş, beceremeyen yapmamalı. Bu kitabın editörü, çevirmenini yarı yolda bırakmıştır. Javier Marias daha fazla saygıyı hakediyor.
Tüm Ruhlar
Tüm RuhlarJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2020135 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Jean-Louis Fournier’nin en melankolik, en hüzünlü ve belki de en vurucu anlatılarından biri. Fournier, kara mizahı kaleminden eksik etmeden, mağazada unutulup annesini bekleyen bir çocuğun huzursuz masumiyetiyle anlatıyor yalnızlığını”. Arka kapakta bunlar yazıyor. Hem yalnızlığından şikayetçi, hem de etrafında insanlar olmasından memnuniyetsiz hatta tahammülsüz tarafını okumak oldukça keyifliydi yazarın. Bölümler arası geçişlerde, bazen panjurları kapalı olan komşularına duyduğu öfkeyi anlatmış tek cümleyle ki bu da komik bir hava katmış kitaba. Okuduğum ilk Fournier kitabı. Daha önce yazdığı kitaplara göndermeler var bolca. Çevirmen daha önce okumamış okurlar için çok güzel dipnotlar eklemiş, diğer kitaplara gayet güzel yönlendiriyor, ki yönlendim, okuyacağım. Yazar yalnızlıkla ilgili çelişkili düşüncelerini çok güzel iletmiş okuruna, bol bol düşündürüyor ve insan ister istemez kendisini sorguluyor. Anlatı olması ve hazır olunmadığında iyi gelmeyecek düşüncelerle dolu olması nedeniyle herkese öneremem. Ama tarzı sevenler için paha biçilmez. Çeviri Ayşe Ece tarafından kusursuzca yapılmış, gerçekten beğendim.
Tek Yalnız Ben Değilim
Tek Yalnız Ben DeğilimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20213,801 okunma