Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Bursevi
Bursevi
@feyzadiyorlar
Bütün kitaplarda seni konuşuyorum tanrılarla
75 okur puanı
Ağustos 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Uçan kitaplarda bu ay Bülbülü Öldürmek kitabını okuduk. Bir kız çocuğunun ağzından anlatılan hikayede avukat babasına verilen bir dava konu ediliyor. Hikaye 1900'lerin başında geçiyor, zenci- beyaz ayrımcılığını, büyüdükçe kolayca kabullenilen haksızlıkları, yanlışları, çok samimi bir anlatımla küçük kızın gözünden izliyoruz.
Kitap eğitimcilere ve hukukçulara tavsiye edilen kitaplar içerisindeymiş. Bizim ülkemizde zenci algısı yok evet ama onun yerine koyabileceğimiz ötekileştirdiklerimiz var malumunuz. Okullarda öğrenciler arasında kardeşliği tesis edebilmek için çocuklarla okuyup üzerine konuşulabileceğimiz bir kitap olduğunu düşünüyorum. Filmi de varmış ilgilisine duyurulur.
İlk defa ali şeriati okudum. Önyargılı değildim farklı düşünceleri okumadan yargılamam zaten Bilinç ile başlıyor söze. Bilinci 2ye ayırıp Öz bilinç ve sosyal bilinç sahibi olmayanların eşekleştirilmesinden bahsediyor. İsyan etmenin insan olma hakkından doğduğunu söylüyor. Eşekleştirme sebebiyle bize sunulana boyun eğiyoruz, plastik üretir gibi nesil üretiyorlar. Öyle ki eşekleştirmek için her yolu yöntemi kullanıyorlar, din ile, özgürlük ile, eşekleştiriyorlar... Velhasıl ben kitabı çok beğendim sizlere de tavsiye ederim..Her daim şuurda kalma duası ile..
Gülşen-i Raz /Mahmud Şebüsteri
Devrin sufilerinden Hüseynî Sadat bir mektup ile 15 soru yöneltiyor. Şebüsteri hemen oracıkta bu soruları cevaplıyor. Sonrasında talebe ve dostlarının isteğiyle cevapları biraz daha genişletip kitap haline getiriyor. Kitabın adının kendisine ilham edildiğini söyleyen Şebüsterî kitabın içeriğinde vahdet-i vücûd
Okur Takip Önerileri
İlahi Armağan / Abdülkadir Geylani
Büyük insanların vefatlarından sonra dahi eserleriyle bizler için manevi yol göstericiler olduklarını hissediyorum. Yol uzun ve benim bu konuda çok eksiğim var. Bu sebeple 500 küsür sayfayı okumam 5 ay sürdü. Ne dersiydi peki bu kadar ağır olan? Kadere rıza.. Hazretin defaatle söylediği şey, kadere razı olanın kederden emin olacağıydı.
İstifadeniz bol olsun
Acz /Yaşamak
İnşallah aramızda Acz fanı yoktur diyerek sözlerime başlamak isterim. Çünkü bi miktar gömeceğim. Bu kadar çok söz söyleyip hiç bir şey anlatamayarak insanları nasıl etkileyebiliyor anlayamıyorum. Anlamadığını nasıl seversin. Ne sanat var ne fikir var kitapta. Bi kaç güzel söz olsa da benim tuttuğum defterlerde daha beylik laflar var diye düşünüyorum nacizane. Şişirilmiş bir şahıs olduğu düşünüyorum. Özellikle dizide çok cool gösterildiği için insanlarda içi boş bi sevgi oldu. Şu kitabı okuyup da iyi bir yazar olduğunu düşünen olursa şaşarım.. Tüm şiirlerini de okumuştum onlar da boş. Kitapta ne anlattığını ya da anlatamadığını sormayın ben de bilemiyorum. Son olarak ben okudum diyerek güzelleme yapacak arkadaş varsa beklerim lütfen açıklasın, ben de anlayayım.
Wilhelm Reich / Dinle Küçük Adam
Öncelikle yazarı tanıtmak istiyorum. Wilhelm 1897 de Almanya da dünyaya geliyor. Bilimsel araştırmalarının yanı sıra Freud dan dersler de almış. Bir süre komünist cemiyetlerde bulunmuş ve atılmış oradan. 1940 yıllarında çalışmalarını daha kapsamlı sürdürmek için Amerika ya göçüyor. Burada adına 'orgon
Çeyizime Bir Kefen /Ali Emre
Güzel bir şiir kitabıyla karşınızdayım. Aşktan meşkten arınmış şiir isteyenlere tavsiye edilir. Kitap 3 bölümden oluşuyor; Şerefin Bin Kitabı isimli 3. bölümde Fatma Fihri den Malcom Xe, Ömer Muhtardan Mehmet Akif Ersoya pek çok güzel isme yazılmış şiirler var.
Hiç\ Neyzen Tevfik
Delilik ve velilik arasındaki ince çizgide varlık imtihanı veren biri neyzen tevfik. Elinde ney ağzında mey (+küfür) bu nasıl velilik demeyin ..
Hastalığının yanı sıra hem "kendi" ile hem de dönemin zorlu şartları ile yoğrulmuş bir hayatı var. Sempati duyduğu bağğğğzı isimlere nefretim var bunu da belirtmek isterim. Diğer hususlar Allah ile kendi arasında hakkında hüküm vermek bana düşmez diyerek kitaba geçiyorum..
Dönemin dili neymiş arkadaş... Risale-i nurlardan aşina olmama, ucundan kıyısından arapça farsça bilmeme, sayfa sonuna eklenmiş kelime manalarına rağmen anlamını bilmediğim kelimeler çıktı. Başlarda dönemi, padişahı eleştirdiği şiirler var bu zamanın Türkiyesinde de yaşasa aynı şiiri yazardı sanki o dönemi değil bu dönemi anlatıyor, çok tanıdık geldi hayat şartları vs... Daha sonra kendi hayatını anlatıyor uzun uzun.
Dipnot; kitapta küfür yok küfürler bipli verilmiş
Neden bu zamana kadar okumamışım diye hayıflanmayacağım. Daha önce okusaydım şimdi anladıklarımı, hissettiklerimi anlamaz, hisstemezdim. İsa meşrep kalplere iyi gelecek hikayelerden beni en çok etkileyen ilk ve son hikayeler oldu. İnsanda ne vardır, insana ne verilmemiştir, insan ne ile yaşar sorularına cevap veren ilk hikayenin etkisinden uzun süre çıkamadım. Hassas kalplerin anlayacağı duygusallıkla verilen öğütleri dinlemek isteyenlere kitabı okumalarını tavsiye ederim.
İstanbul Cerrahpaşada bulunun Rikkat kahvehanesinde çayı ve sohbeti ile kalpleri ısıtan çaycı Ömer abi, Mehmet ve 3 arkadaşına hayır diyemeyecekleri bir teklif sunuyor. Ve yolculuk böyle başlıyor. Kitapta farklı farklı birkaç olay gayet güzel bir şekilde örümcek ağı gibi birbirine bağlanıyor. Mucizevi bir gemi ve gemi kadar etkileyici hikayeleri
İdeolaca Örgüsü
Üstad diğer tüm eserlerini ana bina etrafındaki müştemilata bu kitabı ise ana binaya benzetiyor. Yazdığım bu eser benim her şeyim, arı bal yapmak için ben bu eser için yaratıldım diyor.
Eser 11 bölümden oluşuyor. Başlangıçta doğu-batı artı ve eksikleriyle ele alınıyor. Sonra İslamın çerçevesinde dünya, cemiyet, ahlak, ticaret, kadın, sanat, ordu, siyaset...
Toplumun o günkü (1968) durumuna geliş aşamalarını, tanzimattan cumhuriyete bozuluş sürecini anlatıp çarenin ne olduğunu söylüyor. Bir *inkılap*. Yepyeni bir düzen. Öyle ki bu yeni devlet düzeninin en ufak ayrıntısı dahi atlanmadan anlatılıyor kitapta. En üst kademede Başyücenin bulunduğu bir yönetim. Yüceler kurultayı ile gözetililen bir hükümet. Dedim ya en ufak ayrıntılara bile yer vermiş. Anayasaya, Başyücelik emirleri diyor ve sinemadan, dışişlerine, kadının kıyafetinden kumar oynayanların cezasına kadar bir çok anayasa maddesi belirtiyor ( Adamın fikir sahibi olmadığı en ufak bir konu yok)
Bu yönetimin (chp nin 6 oku gibi ) belli prensipleri var; ruhçuluk, keyfiyetçilik, şahsiyetçilik, ahlakçılık, müdahalecilik...
Anahatlarıyla belirlediği bu yolda kimlerle hangi alanlarda nasıl savaşılacağını, bu idealin gerçekleşmesi için gerekli reçeteyi sunuyor.
Bana sorarsanız düzeltilmesi gereken yerler olmakla birlikte tam bir şeriat devleti kuruyor kitapta, iyi hoş ancak bu muhal bir ütopya.
Mantıku't Tayr /Feridüddin Attar
Mevlana hazretleri der ki; Attar aşk ilinin 7 mahallesini dolaştı, biz hala ilk sokağın başındayız.
Malumunuzdur, Mesneviye de ilham olan, Attar'ın Esrarnamesidir. Bu sebeple tasavvufi alanda eserleri oldukça kıymetlidir.
Eser kuşların " her ülkenin padişahı vardır, padişahsız ülkede dirlik düzen bozulur, bizim padişahımız nerede, onu arayıp bulalım" demeleriyle başlıyor.
Kuşlar nereye gideceklerini dahi bilmezken, hakikatin temsilcisi Hüthüt onlara Simurg tan söz ediyor. Ve uzun yolculuk başlıyor.
Attar, zorlu bir yol olan seyr-i sulükta talibin karşılaşacağı nefsi itirazları kuşların dilinden itiraf ettiriyor. Sembolik bir anlatım ve çokça hikaye içeren kitapta kuşların başkanı Hüthüt bu itirazlara cevap veriyor. Ve yolun sonunda sadece 30 kuş Si-murg'a ulaşıyor.
800 senedir yolun taliplerine ışık tutan bu eseri kalbi selim ile okuyan kişinin yolunun kolaylaşacağını vaad ediyor Attar.
Eseri 2. Defa okuyorum. İlkini iş bankası yayınlarından okumuştum. Bu Sufi yayınlarını tavsiye ederim alacak olanlara.
Bir de (okuduğum ilk tasavvufi eser olduğu için) ilk okuduğumda bir çok şeye "o ne demek öyle ya" şeklinde bolca soru işareti kalmıştı kafamda. Sonra baktım ki bu alanda söz sahibi herkes aynı şeyleri söylüyor. Ve nasıl oluyor bilmiyorum ama bi şekilde haklı olduklarını anlıyorsun zamanla.
Hazretin Makalat adlı eserinden (kendi yazdığı bir eser değil sohbetlerinden derleme) küçük bir bölüm alınmış ve kitaplaştırılmış. 10 fasıl ile yolun taliplerine fener tutuyor. Bu kısım gerçekten çok kısa. Kitaba hacim katmak adına yarısından fazlasında hal, yakın, muhabbet, sema gibi tasavvufı terimlerin dia da ki açıklamalarına yer verilmiş.
Hazretten bir kaç öğüt..
* ilimden menfaat, işten afiyet, sözden nasihat gerektir.
*cismi 2 şeyle muhafaza edin, cömertlik ve güzel ahlak
*dala sarılan dal kırılınca düşer. Her kim ağaca tutunursa bütün dallar onun olur.
Elveda Gülsarı / Cengiz Aytmatov
Yaşlı bir adam son nefesini vermek üzere olan atının yanında geçmişin muhasebesini yapıyor. Bahsi geçen at Gülsarı üzerinden kurulu rejimin ve uğruna sarf edilen emeklerin, harcanan gençliğin yanlış ellerde sonuçsuz kalışını anlatıyor. Evet maalesef anafikir olarak, kapitalist sistem çok iyiydi de insanların kazanma hırsı yüzünden verim alınamadı gibi bir şey çıkıyor.
Bunu kitabın sonunda adamın partiye tekrar girişinden de anlıyoruz.
İdeoljisine, partisine, tüm varlığıyla bağlı olan Tanabayın hatıralarını okurken tam anlamıyla o anı yaşayacaksınız, anlatımı gerçekten çok kuvvetli. Kitabın ilk yarısında atlara ve atların özgür ruhlarına bir kez daha hayran oluyorsunuz. İkinci yarıda zor şartlarda telef olan koyunlarla Tanabaya gençliğinde cennet vaadi olan parti idealleri de telef oluyor.
Bir de kitap bana insanoğlunun bir şeye bağlanmaya olan ihtiyacını düşündürdü. Gerek siyasi parti olsun gerek bi takım olsun, bi ünlü olsun bi fikir olsun her şeyde iyinin ve kötünün olduğunu fark etmek ve yaşamını o şey üzerine inşa etmemek gerekiyor. Fanatiklikten, uç noktalardan uzak durmak gerekiyor. Bugün doğru olan şeyin zamanla yanlış olabileceğini, bugün böyle düşünürken yarın başka türlü düşünülebileceğini kabul etmek gerek. Hasılı sabit fikirlilik, yanlış yapmışım diyememek kötü haslet.
"adımla nasıl berabersem", Kitapta aşk adına yazılmış tek şiir. Cidden çok çok güzel. Hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların, diyor şair. Unutulan şey hatırlanır. Ya hep akılda olan. İşte adın gibi, başka bir şairin deyimiyle mıh gibi akılda olan. Unutmamak. Ayrılmamak. Bu nasıl bir sevgi ise günün birinde tatmak bize de nasip olur umarım. Sadece bu şiir için okunur mu deseniz...(bence hayır). Çünkü diğer şiirler toplumsal gerçekçi, 2.dünya savaşına dair yazılmış, bana sorarsanız 'Aşk' dışında konuşulan tüm konular zırvalıktır.
