Çaresiz sizleri biraz korku, biraz açlık ve biraz maldan, candan ve hâsılattan eksiklik ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabırlıları.
Ki onlar, başlarına bir musibet geldiği zaman,"Biz Allah'a aidiz ve sonunda O'na döneceğiz."derler.
Kemik kırığı ile duyulan acı birbiriyle doğru orantılıdır. Kırığın şiddeti arttıkça acının şiddeti de artar. Onur kırığı ile duyulan acı ise ters orantılıdır. Darbe sayısı arttıkça hissedilen acı azalır, hassasiyet tabakası kalınlaşır. Onur dumur olur.
Bazen okuduğu romanda, hikâyede yer alan önemsiz bir kişiye takılırdı. Takıldığı kişinin metne girme nedeninin bir tek cümleden ibaret olduğunu görür, herkesin hayatının doğru söylenmiş bir cümleye sığabileceğini düşünürdü.
Kişi kendisi için açık ve seçik olarak sadece sağlık, zenginlik ve esenlik diler. Kendisini gözleyebilseydi ve yüreğini duyabilseydi, aslında hiç durmaksızın bir olumsuzluk ezgisi söylediğini, yani endişelerden, sağlıksız imgelerden ve başına gelebilecek ya da belki hiç gelmeyecek korkunç olayları beklemekten ibaret bir felaket duasıyla yakardığını işitebilecekti.
Her insanın içinde taşıdığı kaos yani kendi cehennemi; dünya üzerine çatışma ve ayrımcılık, ya da ırklar, ideolojiler ve inançlar arasındaki savaşlar formunu alarak yansır.
Vapur iki yaka arasında bin bir nazla süzülürken sanki satırları okumamış da gözümde canlanan o sahneleri izlemiştim. O gün kitabı bitirdiğimde, her metin kendi okuma mekânlarını ister diye düşünmüş, sonrasında da okuyacağım kitaplar için mekân seçer olmuştum.
Dünyaya gelmek için nasıl bir kavga verdiğimizi, nasıl acılar çektiğimizi bilmiyoruz ama bu dünyadan ayrılmanın çoğu zaman hiç de kolay olmadığını biliyoruz.