Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fethi Hallaç

192 syf.
9/10 puan verdi
Mayna Kanadında Taşkent
Mayna Kanadında TaşkentDavut Gazi Benli
9/10 · 2 okunma
Reklam
Fethi Hallaç
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Âşıkîyan
ÂşıkîyanFiliz Ünalan
8.5/10 · 10 okunma
279 syf.
9/10 puan verdi
Gündüz Vassaf'ın okuduğum ilk kitabı oldu. Kitabın dikkat çekici adını aslında pek çok kişi önyargı ile karşılasa da içeriği okuru bambaşka dünyalara sürüklüyor. Başlıkta da belirtildiği gibi 'Gündelik Hayatta Totalitarizm' hakkında sanattan, tarihe, iletişimden felsefeye kadar pek çok alanda yazarın düşüncelerini, eleştiri ve tespitlerini görebiliyoruz. Okurken kalem elimden düşmedi diyebilirim. Çok fazla not aldığım ve alıntı yaptığım kitaplardan biri oldu. Hemen her türden kitleye hitap eden toplumsal olarak okumamız ve okutmamız gereken kitaplardan biri olabileceğini düşünüyorum.
Cehenneme Övgü
Cehenneme ÖvgüGündüz Vassaf · İletişim Yayınları · 20209,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşam aşktan üstündür. Aşk yaşamın bir parçasıdır. Yaşarken severiz. Severek ve acı çekerek yaşarız. Acı çekmek de, sevmek de yaşama aittir. Yalnız sevmeyi seçmek ve acı çekmeyi reddetmek yaşamı reddetmek demektir. Sevgisizlik yüzünden çoğu kez dramatik ölümlere sürüklendiğimiz halde, aşkla birlikte yaşadığımız pek nadirdir.
Akıl, sorumludur. Duygular, vahşi ve ilkeldir.
Uygarlık, insan aklının uygulamaya geçirilmesinden doğar. Aklın duygulara egemen olması savaşları, cinayetleri, ihmalleri önler.
Reklam
Yirminci yüzyılda birer görüntü tüketicisi haline geldik hepimiz. Bir sahneyi asla donduramayacağımızı, bir anı asla yakalayıp kayda geçiremeyeceğimizi fark etmiyoruz. Tüfek maddeyi parçalayarak imha ederken, fotoğraf makinesi de objektiften görülen nesneyi kendi bağlamından soyutlayarak yok ediyor.
Özgürlüğün doğrulanması, anlaşma peşinde koşmamakla sağlanır.
Birlikte olmak neden birbiriyle anlaşmak anlamına gelsin? Atomun pozitif protonu ile negatif elektronununu ele alalım: Bunlar arasında ahenkli bir ilişki yok mu?
İnsanın karşısındakine duyduğu güven ve inancın eşlik ettiği bir uyuşmazlık neden olmasın? Görüş ayrılıkları ve uyuşmazlıklar neden karşıdakini reddetme anlamına gelsin?
Toplumsallaşma sürecinde uyuşmazlığın yeri yoktur, uyuşmazlığa izin veren tek bir durum yoktur.
Reklam
Köklü değişikliklerden genellikle pek hoşlanmayız. Yeryüzündeki bütün sefalete, adaletsizliğe ve mutsuzluğa rağmen, kendi kendimizi ve öteki türleri yok ettiğimiz bir dünyada yaşıyor olmamıza rağmen, kurulu düzenle, kitaplarla ve birbirimizle uyuşmayı sürdürürüz.
Özgürlük aynı zamanda, korkuyla birlikte yaşamak, korkmak ama yine de yoluna devam etmek demektir. İnsan korkuya yenildiği zaman, eyleme geçmekten ve hayallerinin peşinde koşmaktan korktuğu zaman, özgürlüğünü yitirir.
Yaşamın karşıtı ölüm değildir. Ölümün karşıtı doğumdur. Doğum ve ölüm, yaşam diye adlandırdığımız sürecin birer parçasıdır.
Yaşlanma, yaşlılık ve ölüm marjinalleştiriliyor, bertaraf ediliyor.
Çocukların ''çocuksu'' bir tarzda giydirilmeleri bile, yakın geçmişe ait bir gelişmedir. Bunu anlamak için, on dokuzuncu yüzyıl tablolarına bir göz atmak yeterli. Öte yandan yaşlılar, daha önceleri toplumda hayli imtiyazlı bir konuma sahiptiler. Onlar bilgili, güçlü, bilge kişilerdi. Yaşlarından gurur duyarlardı. Şimdi durum bunun tam tersi. Göz önünde bulunmaması ve işitilmemesi gerekenler, yaşlılar artık. Çocuklar ise kutsal bireyler haline dönüştü. Çocukları korumak onların haklarını genişletmek için yasalar çıkarılıyor. Yaşlılar için böyle yasalar yok.
749 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.