Deniz, sonbaharın tadı, ışıkla yıkanan adalar, Yunanistan'ın ölümsüz çıplaklığını örten ince yağmurdan oluşmuş, saydam bir tül. ''Ölmeden Ege Denizi'ni gezen insana ne mutlu'' diye düşnüyordum.
Ölüm'ü karşımda gördüğüm zaman, aklıma ne Meryem geldi ne de Aya Nikolas! Kuluri'ye doğru döndüm, karımı hatırladım ve şöyle bağırdım. Katerina! Şimdi senin yatağında olsaydım.
Karşılık vermedim. İlah doğuran Kutsal Doğu, yüksek dağlar, Prometheus'un kayaya saplanmış çığlığı.. O yıllarda aynı kayalara saplanmış ırkımız bağırıyordu.