Bir insanın hayatının bir saat, birkaç dakika veya birkaç saniye içinde değişmesi için genç olmasına gerek yoktu. Hayat durmadan, hem çok hızlı hem de çok yavaş, hiç beklemediğimiz şekillerde değişebiliyor ve bu, hiç beklemediği bir anda da bir ömür boyu bunu değiştirmek için çabaladıktan sonra da olabiliyordu. Hayat değişip dönüşebilir, ters yüz olabilir, ileriye ya da geriye sarabilir ya da tamamen farklı birşeye dönüşebilirdi. Ve bu, yaştan bağımsız olarak ve daha da önemlisi zamanı umursamadan gerçekleştirdi.
Hayatı değiştirecek anlar, saniyelerden on yıllara kadar uzayabilirdi.
Bu, hayatın sihrinin bir parçasıydı. Ya da yaşamanın.....
"Doğum sırası, ebeveynlerin bizi algılayıp damgalandırma şekillerini ve bizim de kendi çocuklarımıza bakışımızı etkileyen en önemli etkenlerden biridir."
"Okuyacağınız hikayeyi size ben anlatacağım. Birçoğunuzla defalarca tanıştım. Bazılarınızı çok çabuk unuttum. Vakti geldiğinde beni uğurlayanınız da oldu, bırakmamakta ısrar edeniniz de. Ben kim miyim? Hepinizin en kısa uykusuyum. Ben suçluluk duygusuyum!"
Çoğu zaman içimizdeki şiddeti kabul etmeyiz.,çünkü bu konuda cahiliz. Şiddet barındıran biri olmadığımızı varsayarız, çünkü bizim için şiddet demek kavga, cinayet, dayak, savaş demektir ve bunlar da normal insanların genelde yapmadıkları şeylerdir.