Hiçbir şeyi ciddiye almak istemiyordum; düşüncelere ve yaratıklara çekine çekine dokunuyordum, yitirince acı çekmeyeyim diye yitirmeye hazır bekliyordum hep.
İkili yalnızlık, bıkkınlığa, can sıkıntısına kadar varmayınca , duyguların ve güvenin ağır ağır yükselmesini sağlar, bu da bu yalnızlığı paylaşanları çok yaklaştırır.
“Sizi yıkan, kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeniz” diyordum, “sanki yaratılışımızı hazır alıyormuşuz gibi. İnsan kişiliğini biçimlendirebilir, onu yeniden kurabilir.”
Yaşama aşkı vardı onda. Bilinmedik bir öz, kendimizi durmuş oturmuş bir kimyasal bileşime dönüştürmemiz için oluşumumuzda eksik olan bir öz çıkarırlar da ondan severiz insanları.