Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahfâ

Ahfâ
@giriftokur
Bir gün yaşlı bir hekim bana şiddetli depresyonu yüzünden başvurdu. Her şeyden çok sevdiği karısının iki yıl önceki ölümünü atlatmamıştı. Şimdi ben ona nasıl yardımcı olabilirdim? Ona ne demeliydim? Aslında ona herhangi bir şey söylemek yerine karşısına şu soruyu çıkardım: "Siz önce ölseydiniz ve eşiniz sizin ardınızdan hayatta kalmak zorunda olsaydı ne olurdu doktor?" "Onun için korkunç olurdu, kim bilir ne kadar acı çekerdi!" diye yanıtladı. Ardından ben de "Görüyorsunuz ya doktor, o bu acıdan kurtuldu ve onu bundan kurtaran sizsiniz. Elbette hayatta kalanın siz olması ve onun ardından yas tutmanız pahasına." Tek kelime etmeden elimi sıktı ve muayenehanemden sakin bir şekilde ayrıldı. Bazen ıstırap bir anlam, örneğin özveri gibi bir anlam bulduğu anda ıstırap olmaktan çıkar.
Reklam
Umut en güzeliyse dünyalarımızın, Sen cennetine değin rüyalarımızın Şahlanan bir at gibi sürelim denizi...
Sayfa 81 - Everest Yayınları
Ben tanrıçaydım, o ölümlü, ikimiz de mahpustuk. Ama mühürler balmumuna nasıl bastırılırsa yüzünü işte öyle zihnime bastırdım, böylece yanımda taşıyabilecektim o yüzü.
Sayfa 155 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Soğuk kış gecelerinde evlerinin tam ortasındaki demir sobada meşe odunları yanarken, üzerine elma kabukları koyarken ve odanın tavanına yansıyan kızıl ışığı seyrederken düşünürdü ölümü. Ölümün rengi kızıl mıydı? Ölüm ateş renginde miydi? Yoksa bacalarına elma kokusuna gelen kuşların renginde miydi?
Ahfâ
@giriftokur·Bir kitabı okumaya başladı
Hızla Akan Mızrak
Hızla Akan MızrakCahit Zarifoğlu
8.9/10 · 3.987 okunma
Reklam
Ahfâ
@giriftokur·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Han Duvarları
Han DuvarlarıFaruk Nafiz Çamlıbel
8.3/10 · 2.705 okunma
"Bir kadın kaç yaşında olurdu sevmek için" cümlesinde durdu. Sevmek miydi bu? Sevmek neydi? Nasıl sevilirdi? Sokak köpekleriyle dosttu. Çöp arkadaşlığı vardı aralarında. Önce onların deşelemesine izin verirdi; kedi ve köpeklerin.
Yok. Yalnızım. Yalnız büzülüveriyorum zayıf bedenimin üzerine. Fark etmiyorum, Sızlayan bir alın yerine, Bir deli misali dizlerimin gergin tenini öpmekte olduğumu.
Burası delilerevi biliyoruz Anladık, bunlar deli Kimi yürekler acısı, perişan Kimi korkunç, tehlikeli Şu deli gömleği işte Giyenler azgın deliler Çıldırmamak için kim bilir Kaç uzun yıl beklediler Nice akıllının adı burda Deliye çıksın, varsın Bu insanı deli eden dünyada Akıllıyım diyen parmak kaldırsın
Sayfa 460 - Everest Yayınları
Yine diz çöktüm. "Kirke'yim ben, Perseis'in kızı. Bana yardım etmelisin. Denizden balık tutmaya ihtiyacı olan bir ölümlü var. Ben onu kutsayamıyorum ama sen yapabilirsin." "Soylu mu?" diye sordu. "Yapısı soylu," dedim. "Malı mülkü yok ama ruhu zengin, cesareti çok. Yıldız gibi parlıyor."
Sayfa 46 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsanları kurtarmanın tek yolunun kiliseyi yok etmek olması, acımasız bir ironiydi.
Sayfa 519 - Altın Kitaplar Yayınevi
"Ama, bu imkânsız gibi görünen sorunlara fevkalade çözümler akıl dinginliği zamanlarında bulunur. Guruların yüksek bilinçlilik dedikleri şey budur. Biyologlar başkalaşım evresi derler. Psikologlar süperbilinçlilik derler." Durmuştu. "Ve Hristiyanlar buna duaların kabul olması derler." Genişçe gülümseyerek, "Bazen, ilahi vahiy, kalbinin zaten bildiğini duymak için beynini hazırlamak demektir," demişti.
Sayfa 518 - Altın Kitaplar Yayınevi
Çukurova'sını yazmayan hiçbir yazar yoktur.
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.