Gönderi

Sesin cılızlığı hem yürek parçalayıcı hem de ürkütücüydü. Hapiste kalmanın ve zor koşulların bir miktar payı olsa da, bu cılızlık salt fiziksel zayıflıktan kaynaklanmıyordu. Sesin insanın yüreğini parçalayan yani, uzun süreli bir yalnızlık ve terk edilmişlikten kaynaklanıyor olmasıydı. Adeta çok, çok eskiden çıkarılmış bir sesin en son cılız yankısıydı. İnsan sesinin sahip olduğu o canlılığı ve tiniyi öylesine yitirmişti ki, insanda, bir zamanlar güzel olan bir rengin soluk bir lekeye dönüşmesinin yarattığı hissi yaratıyordu.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.