Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

316 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir Haziran gecesi, kocaman bir ‘hiç’in peşinde...
İnsan masaya oturduğunda zeytin-ekmekle veya bir tas çorbayla da doyar doymasına... Lakin eğer çok sevdiğiniz bir yemek önünüze geldiyse, orada hissedilen şey doygunluktan bir tık öte, farklı bir histir. Masada geçirilen süre uzar, önce uzun uzun bakışlarla gözler doyurulur... Ağıza alınan her lokma fazladan bir tur daha döner damakta... İşte o
Üç Beş Kişi
Üç Beş KişiAdalet Ağaoğlu · Yapı Kredi Yayınları · 1999336 okunma
··
1.427 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Bu sabah öyle güzel bir incelemeyle başladım ki güne. 1k'ya değer katan, ne anlattığını bilen, nasıl anlatılacağını bilen... Ve öylesine uzun, dolu... Bir an hiç bitmeyecek sandım:) Sonra bitmesin istedim. Kitap okumaktan iyi. Madem ki edebi hazdan bahsedildi... Kurgusuyla, mesajıyla, anlatımdaki sadelik ve etkisiyle, bizden oluşuyla, bizi anlatırken dışardan objektif bir gözle analiz edişiyle, bir yazarı anlatırken edebi beklentinin neresinde durduğunu gösterişiyle, kitabın atmosferini bize aktarırken inceleme yazısının atmosferiyle bütünleşmesiyle... Okumak bunun için değilse, ya nedir? Bu incelemeye bir inceleme yazmak çok keyifli olurdu ama rol çalmak istemem... Yazının aslına işaret edip çekilmek en iyisi. Edebi hazzı okuyanla baş başa bırakmak. Kaleminiz var olsun Necip hocam. Sevgi ve saygıyla...
Necip G. okurunun profil resmi
Ben de bu sabah harika bir yorumla başladım güne sayenizde Resul hocam... Çalakalem yazmayı hem sevmediğim hem de beceremediğim için yanıtlamam bu saatlere kaldı:) 9 ayın çarşambası derler ya, işte öyle birgün yaşadım:) Çok sık yazamadığım için, ilham veren bir kitapla karşılaştığımda ve gecenin bir yarısı olsa dahi vakit bulabildiğimde biraz kantarın topuzunu kaçırdığımı kabul ediyorum kesinlikle:) Ancak yazdıklarımızın bir şekilde karşılık buluyor olması, böylesine güzel yorumlarla bunun bir sohbete dönüşmesi, şu sürekli yalnızlığa itekleyen dünyada değerli dostlarla kurulan etkileşim öylesine güzel ve anlamlı ki, hayatta gerçekten çok az şeyde tadabiliyoruz bu pozitif etkiyi... O bahsettiğimiz edebi hazzın bir devamı niteliğinde bu sohbetler... Hayat şartları izin verdiği sürece umarım çok daha sık bir araya geliriz kitapların gölgesinde... Her cümleniz için ayrı ayrı teşekkür ederim... Fikirleriniz benim için çok kıymetli... Varolun Resul hocam... Selam ve sevgiler...
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
... Içim dolup taşmasına rağmen hiçbir şey yazasım gelmiyor. Sanırım buna "Necip G. etkisi" adını vereceğim. Kim bilir belki de duygularımın yoğunluğunu sözcüklerle yeterince ifade edememe kaygısı. Anksiyete.. :) Bu sefer uzun uzun yorum yazmak yerine sadece kaleminize sağlık deyip köşeme çekileceğim. Bunu üşengeçlik değil, duygudaşlık olarak addedeceğinizi biliyor olmanın huzuruyla...
Necip G. okurunun profil resmi
Sümeyra hanım çok teşekkür ederim. Literatüre girdiğim için kendimle gurur duydum:) Şaka bir yana, nezaketiniz mahcup etti beni... Woolf incelemenizde bir parçasını sunduğunuz ifade yeteneğiniz, okuyanda çok daha fazlasını okuma isteği uyandırıyor. Yani başka bir ifadeyle, neler yapabileceğinizi az çok biliyoruz:) Öte yandan haklısınız, sözcükler bazen duygu yoğunluğunu kaldırabilecek kadar kullanışlı olmayabiliyor... İç dünyanın fırtınası bazen hafif bir esinti gibi taşıyor dışarı... 'Duygudaşlık' ne güzel bir ifade... uzun uzun yorum yapsaydınız belki bu kavram kadar iyi ifade edemeyecektiniz kendinizi... Anlatılmak isteneni taşıyabilecek bir kavramı bulduktan sonra cümlelere ne hacet? Tekrar teşekkür ederim samimiyetiniz için... Selam ve sevgiler...
1 sonraki yanıtı göster
Seda okurunun profil resmi
Kitabı okurken sizin aldığınız hazzın bir benzerini, incelemenizi okurken almış olabilirim. Kitabı henüz okumadım lakin methini çok duydum. Bir hocam, Üç Beş Kişi'nin, Türk edebiyatında zaman mefhumunu merkeze almayı becermiş en iyi romanlardan biri olduğunu söyler durur hep. Satırlarınız sayesinde merakım katmerlendi. Ellerinize, emeğinize sağlık olsun.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Seda hanım, böyle bir haz kırıntısı bıraksa dahi bu beni çok mutlu eder... Hocanız harika bir tespit yapmış... Şimdi ben de o açıdan yeniden gözden geçirdim okuduklarımı... Ben farklı bir tarafından dile getirmeye gayret ettim ama aynı şekilde 'zaman'ı özneye çekip çok farklı çıkarımlar yapmak mümkün bu kitap özelinde... Bana sorarsanız, gerçek bir ustalık eseri... Değerli yorumunuz için tekrar teşekkürler... Daha sık karşılaşmak dileğiyle... Sağlıcakla kalın...
Eylül Türk okurunun profil resmi
Evet yolunda her şey, Sakındıklarının en uzağında, kabul görenlerin yüreğinde, güvendesin... En son izlediğin bütün filmlerde, yaşadığın zihin üstü, fantastik serüvenler, hatırlatmadı seni... Herşey yolunda, seni bugün de alkışladı, tebessümler... WhatsApp gruplarından yazanlar oldu, sosyal platformların her biri sana dair sayfalarda gezinenlerle doldu, görülmek güzeldi, görülmek için silinmek güzeldi, silinmek için görülmek... O yarılanmış perdelerden bir kaç cümle sızdı yalnız, altını çizdiğin... İlhamıyla sustuğun oldu, söylenmemiş cümleler zihninde, görülesi yerler gibiydi, patikasında koşturduğun ilk sezişleri andırıyordu, onlar da coşkuyla alkışladılar seni... Herşey yolunda, keyifle çay içip, hiç tutturamadığın kıvamını sevmeye başladın limonlu kekin, yokluğun da oradaydı... Kimlerle konuştun, kimlerle... Tek kelime etmeden... Birisi, bir şarkı gönderdi, eski dostlardan, uzaklardan... Şarkıyı dinledin, içine girmeden, bir görev gibi, son saniyesine kadar dinledin. Güzelmiş dedin... Çok güzelmiş!.. Güzel neydi? İnsanın içini dolduran bir nefes miydi? Taaa içinden konuşabilmek miydi? Herşey yolunda, hani bir film vardı, evin büyük ablası hep böyle diyordu, "yine de herşey o kadar da kötü değil..." Artık, sende kendini sevenleri ve kendinde sendeleyenleri, yani bir bir bildiklerini, yani gerçek seni hatırlamanın zamanı gelmedi mi? ... Ah Necip Bey, sabah sabah bize ikram ettiğiniz tebessüm, günlerdir güneş yüzü görmeyen bir çift gözün eşiğe ayak basması gibiydi, kısarak gözlerini, tatlı bir dirilişle... İyi ki şurada aldığımız soluğun kalbi bu kadar ritmini buluyor bazen... İyi ki diyorum, iyi ki... Kalbinize hürmetle 🌹☘️
Necip G. okurunun profil resmi
Eylül hanım, bütün yazı boyunca 'haz'dan bahsedip üzerine bu güzel cümlelerle karşılaşmak... Haz, kaldığı yerden devam ediyor... Her güzel şey bir yenisini doğuruyor... "Güzel neydi? İnsanın içini dolduran bir nefes miydi? Taaa içinden konuşabilmek miydi?" O nefes, ne olduğunun farkına vardığımızda güzelleşiyor... Farkına vardığımız her şey, daha da güzelleşiyor... Sizin de bu güzel yorumunuzu farkına varabilmek için tane tane, sindire sindire okudum... Eğer bir tebessüm hediye edebilmişsem benden mutlusu olamaz. Umarım o tebessümler hayatınızın her anına yayılarak devam eder, hiç kaybolmaz... Çok teşekkür ederim Eylül hanım, tüm iyi dileklerimle...
1 sonraki yanıtı göster
Nesrin A. okurunun profil resmi
Necip Bey sosyal medyada karşılaştığınız kadının ayrıntılı tarifine bayıldım :) Ve bunu gözümün önünde canlandırması ne yazık ki bir saniyeden azken, o bahsettiğiniz ‘gerçek duygulu’ yüzü resmedemiyorum kafamda şimdi. Geçenlerde Sosyal İkilem’i izledim, az buçuk bildiklerimizi işin geliştiricileri toparlayıp sokuyorlar gözümüze. Oradaki sosyal medya icatçılarından biri ‘Beğen’ sekmesinin yaratıcılarındanım dedi, günümüzdeki kaygı durumunun büyük bir yüzdesini oluşturan yüce buton. Sizin çocuklarla durumunuz ne bilmiyorum ama ben bizim kızlar için gelecekteki hallerinden gerçekten ‘kaygı’lıyım bu platformlar hakkında. Elinize sağlık, yine çok güzel bir inceleme :)
Necip G. okurunun profil resmi
Nesrin hanım, kesinlikle çok doğal karşılaşıyorum bu durumu. Çünkü o kadın ve erkeklerle gün içerisinde sayısız defa karşılaşıyoruz. Ve tektipleşme yüzünden artık neredeyse ayırt edilemez oldular... Önceden sadece insanların yüzleri birbirine benzemeye başlamıştı, şimdi karakterleri, tepkileri ve tepkisizlikleri de benzemeye başladı. Bu döngüye henüz katılmamış doğal bir insan suretiyle karşılaştığımızda garipsemeye başlıyoruz... 'Beğen' butonu, üzerinde araştırma tezleri yazılacak kadar derin bir konu haline geldi... Eskiden çizgi filmlerde veya absürd komedi filmlerinde 'dünyayı yok eden buton' diye bir buton vardı. Şimdi onun farklı bir versiyonu gerçek oldu. 'İnsanı (ya da insanlığı diyelim) yok eden buton şeklinde yeniden hayatımıza girdi. Çocuklara gelince, kızım artık 9 yaşına geldi ve şu dönem itibariyle otokontrolünü yapabiliyor. Yani odasında tek başına ipad seyrederken veya oyun oynarken gözüm arkada değil şimdilik. Ancak sürekli böyle mi devam edecek bunu şimdiden kestiremiyorum. Baskı kurmadan anlatmaya çalışıyoruz. Örnek olmamak için biz de sosyal medyayla ilişkimizi çok sınırlandırdık. Umarım gerçekten o 'kaygı'yı hissedeceğimiz bir noktaya taşınmaz bu işler... Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim Nesrin hanım... Umarım daha sık karşılaşırız:) Selam ve sevgilerimle...
Bu yorum görüntülenemiyor
Neşe okurunun profil resmi
“Ürpertici bir Haziran gecesinde bir şarkı mırıldanır gibi mırıldanıyorum size... Belki de sadece üç beş kişiye..” Duydum Necip Bey. Duydum. Doğru yöne yürüdüğümü bilmemin güveniyle, sesinize doğru yürüdüm. Her notayı yüreğimin içinde duyarak, usul usul, sindire sindire dinledim. Adalet Ağaoğlu’nun ‘Dar Zamanlar Üçlemesi’ni okumuştum geçtiğimiz yıl. Bugün hâlâ etkisinden çıkamadığım satırlara geri götürdü sesiniz. Bir de hatırladıkça gözlerimi dolduran kara habere... ( Benden hep duygusal cümleler çıkıyor biliyorum ama hayatı böyle yaşamak da iradem dışında seyrediyor, yapacak bir şey yok.) Bazı insanlar ‘tanıdık’tır, ‘arkadaş’ değildir. Ancak pek çok arkadaştan kat be kat değerlidir. Asalakların yüzsüzce salınarak ortalıkta gezdiği dünyada, üretkenliği ve asaletiyle hayata sessizce anlam katan bir tanıdığın bir damla kadar bile olmayan kan pıhtısı yüzünden engelli bir çocuğa dönüşmesinin haberi çınladı yine kulaklarımda. İsyankâr biri değilim, nefes alabildiğim için bile şükrederim ama o haberi aldığımda önce darmadağın oldum, sonra dert ettiklerime utandım. Gerçek sandığı kaygılar içinde savrulan ve sahip olduklarının değerini bilmeyen günümüz insanını ne kadar yerli yerinde vurgulamışsınız. Her şeyi aynı anda sahiplenmek, her duyguyu aynı anda yaşamak isteyen ‘huzursuz’ insanı. Gerçekten sevemeyen, gerçekten gülemeyen, gerçekten üzülemeyen, pişman olamayan insanları serdiniz gözlerimin önüne. Hepimizi zaten zorla tutunduğumuz hayattan soğutanları... Ama bir yandan da sesinizden sızan umudu kattım umutlarıma. Bu kadar mı güzel ifade edilir bir kitaptan yola çıkan hisler? Elinize sağlık, yüreğinize sağlık. Değerli olduğunuz gibi, değerlerle dolu bir ömrünüz olsun.
Necip G. okurunun profil resmi
( Benden hep duygusal cümleler çıkıyor biliyorum ama...) Neşe hanım tam da böyle bir yazının üzerine bu ifadeniz öyle iyi denk geldi ki... Sizin gibi değerli dostlarımız sayesinde hasret kaldığımız bu gerçek duygularla karşılaşabiliyoruz. Hem kendi yazdığınız metinlerde, hem yorumlarınızda duygularınız, fikirleriniz öylesine açık ve samimi ki... İşte yorumunuzda geçen "Bazı insanlar ‘tanıdık’tır, ‘arkadaş’ değildir. Ancak pek çok arkadaştan kat be kat değerlidir" cümlesi işte bu şekilde anlamını buluyor... İnsan tüm birikimini bankaya emanet etmesi gibi, aklından yüreğinden geçenleri de tek bir saniye düşünmeden gelip size emanet edebilir... O mırıldanmaların büyümesi ve bir sese dönüşmesi, daha da önemlisi bu sesin doğru insanlara ulaşması ne kadar değerli... Tüm enerjimizi emip tüketen insanlar biz var olduğumuz sürece var olmaya devam edecek. Sorun bence onların çevremizde olması değil. Asıl sorun, onları dengeleyecek, kaybettiğimiz enerjiyi bize geri kazandıracak dostlarımızın da olmaması. Hiç olmadığı kadar iyi insanlara ihtiyacımız var. Duygularıyla yaşamayı bilen, kendini gerçekleştirebilen insanlara... Ancak bu şekilde geçebileceğiz bu köprüyü... Sizin de yüreğinize sağlık Neşe hanım... Aynı değerler, kat kat fazlasıyla sizin de hayatınızdan eksik olmasın... Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim... Selam ve sevgiler...
Yeşim okurunun profil resmi
Herkes her şey ne kadar sahte değil mi Necip Bey? Şu teknoloji işe yarasada bizi samimi insanların yaşadığı dönemlere ışınlasa... Ne çok isterim. Şükürsüz tayfa evet. Düpedüz şımarıklık yapıyor bir kısım insan. Her şeyleri tam ama mutlaka bir kulp takıyorlar. Kendi kendime "bunlar tam dayaklık!!" demişliğim vardır.. Mesela çok yakın bi tanıdığım senelerce "Çok seyahat ediyorum çocuğum yok!" diye şikayet ediyordu. Çocuğu oldu bu defa da "Seyahat edemiyorum!!" diye sızlanmaya başladı. Ne diyeceğimi bilemedim.. Bunun dışında gözünden mutsuzluk aktığı halde çok mutlu rolü yapanlarda var. Her şey sahte....Herkes yalancı....Bu durum insanlardan uzaklaştırıyor. Neyse ki kitaplar var. Hiç kısmına gelecek olursam geçenlerde ya okudum ya da duydum tam emin değilim. "Eşler bile birbirine yabancı sonuçta aynı rüyayı görmüyorlar." diye bir söz geçiyordu bir yerlerde. Onu anımsattı bana. En yakınlarımızdan bile çok uzağız... Bu arada bir süredir kendi işgüzarlığımdan uyku problemi çekiyorum. Buna da artistik bir isim arıyordum. Anksiyete koyayım bari adını :) Elinize sağlık. Çok güzel yazmışsınız yine. İnceleme yazsanız da okusam diye pusuda bekliyorum resmen. Bi ara sizin seçip inceleme yazdığınız kitaplar içinde liste hazırlayıp onları okumayı düşünüyorum. Bu yazarın kitaplarını da hiç okumadım. Tanışmış oluruz sayenizde.. Sabah sabah da içimi döktüm rahatladım. Eksik olmayın :)
Necip G. okurunun profil resmi
Yeşim hanım inanın hepimiz benzer insanların arasında, benzer şeyler yaşıyoruz. Birimiz bir gözlemini veya bir anısını anlatsa, sanki kendimiz aynısını yaşamışız gibi oluyor. Tektipleşme, sıradanlaşma koronadan çok daha hızlı yayılıyor... Bana sorarsanız gerçek salgın hastalık işte bu sahteliktir derim... Yine de öyle ya da böyle, buna direnebilen insanlar bir yerlerde buluşabiliyor. Şu an bizim burada yeşertmeye çalıştığımız şey gibi sımsıkı tutunuyoruz. Kitaplara, fikirlere, samimi duygulara tutunuyoruz. Hiç kısmında 'eş' örneği meseleyi çok iyi anlatıyor bence de... En yakın insanlar bile bir yere kadar dahil olabiliyor birbirinin hayatına... Uyku probleminiz için de havalı bir isim var aslında: Insomnia :) Ama anksiyete 'joker' oyuncu olduğu için deneyebilirsiniz. Hem yanına başka şeyler de koymak istersiniz belki:) Yazdıklarım konusunda güzel düşünceleriniz için ayrıca teşekkür ederim. Bazen çok güzel, ilham veren kitaplar okuyorum ama yazmaya fırsat olmuyor... Eğer dün gece bu incelemeyi yazamasaydım belki bu da arada kaynayıp gidecekti... Çok yoğun birgün geçirdiğim için bu güzel yorumunuza biraz geç dönebildim, lütfen kusura bakmayın... Tekrar teşekkürler Yeşim hanım, selam ve sevgiler...
1 sonraki yanıtı göster
Semih Doğan okurunun profil resmi
Edebi hazzı çok güzel tarif etmiş ve hissettirmişsin Necip abi. Ben de diğer okurlar gibi bu hissi yaşadım. Ayrıca "...bir Mimar Sinan eserine, bir Van Gogh tablosuna bakarken ya da bir Yunus Emre dizesi, bir Chopin bestesi dinlerken hissettiğim hazzın bir benzeri"ni hissettiğim dediğin eseri bayağı merak ettim. Araştırılacak kitaplar defterime not alıyorum hemen. Teşekkür ederim.
Necip G. okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Semih... Bir ustanın elinden çıkmış bir yapıya, bir tabloya, bir şiire veya bir besteye bakarken/dinlerken diye başladığım ama sonradan kendi zevkimce isimlendirdiğim bir ifade... Ben bu kitabın, Adalet Ağaoğlu'nun ustalık eserlerinden biri olduğunu düşünüyorum. Düşünüyorum, çünkü diğer kitaplarını henüz okumadım... Üçlemeyi de okuyacağım ilk fırsatta... Karakterleri bu gerçeklikte konuşturmak, o harika ve özenli cümleler belli bir yaşanmışlığın, belli bir tecrübenin süzgecinden geçmeden yüzeye çıkamaz bence... Malum, yazar üçlemesi ile tanınıyor daha çok. Ancak bir gün tekil bir eserine şans vermeyi düşünürsen kesinlikle aklında olsun derim... Görüşmek dileğiyle, değerli dostum... Sevgiler...
Pol Gara  Yeşim Firûzan okurunun profil resmi
Merhaba Necip Bey 🙋 Güzel yüreğinize sağlık, ömrünüze bereket, kaderinize iyilik güzellik İnşallah arkadaşım 💐 Kitabı okumadım alıntılarınız dışında fakat, incelemenizi okudum ve incelemenizin hissettirdiği duygular, bu sitede güzel arkadaşlarla olduğum için bir kez daha sevindirdi ve şükür nedenim oldu, elhamdülillah 💐🙋😊 Hep daha iyi olun İnşallah Necip Bey. 🙋😊 Teşekkürler ederiz 💐😊
Necip G. okurunun profil resmi
Yeşim hanım ben de size çok teşekkür ederim. Tüm güzel dilekleriniz kat kat fazlasıyla size de dokunsun inşallah... Her zaman yazıp söylediğimiz gibi; güzel bakıp güzeli görmeye gayret ediyoruz. Buradaki dostlarımız güzeli görme noktasında birer hazine gibi... Siz de çok daha iyi olun inşallah... Huzur hayatınızdan hiç eksik olmasın... Selam ve sevgiler...
1 sonraki yanıtı göster
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.