Yigit, cengaver bir baskomiser abimiz var adı Passan.Bas kahramanimiz. Bir de esas kızımız var, Passan'in dunyalar güzeli eşi Naoko. Ama o kadar guzel ki peri padişahının kızı mübarek. Bu ciftimizin iki oğlu bir köpeği bir de pek muhteşem evleri var. Bunlar onemli aklimizda tutalım. Evliliklerdeki süreç her yerde ayni işlediği için aşk bitmiş, cocuklar okul çağına gelmiş, Passan ile Naoko ev arkadasindan hallice olmuşlar. Boşanma için sureci başlatmışlar ama bizim ünlülerin boşanması gibi 5 dakikada tek celsede bitmiyor, işin tuhafi baslamiyor bile. Hep bosanacaklar diye bekliyoruz ama o kısım icin finale kadar bekliyoruz. Aa bir dakika kitap aşk konulu degildi neden o tarafa dogru kaydiysam. Passan gozukara baskomiserlerden, öyle eli işte gözü oynaşta biri degil. Kafasına koyduğunu yapan, inatçı bir adam. Herkesi karsisina almasina ve tum baskilara rağmen bir seri katili haklamayi başarıyor. Seri katil hem kadın hem erkek hormonlarina ve organlarina sahip biri. Burada lgbt yi cagristirdi bende ama yazarın gercekten böyle bir mesaj amacı var mıydı bilmiyorum. Tüm olayın bu seri katili yakalamakla bitecegini sanarken, asıl olaylarin başlangıcı olduğunu anlıyoruz. Meger bizim peri padişahının kızı, gelip gidip Passan abimizi fırçalarken meger kendi ne işler karıştırmış neler. Romanın sonuna kadar heyecenla okudum. Ve ilk yaridan sonra kitap inanilmaz hızlanıyor ve okuyucu sagdan alip sola, soldan alip saga vuruyor. Gozlerimiz fal taşı gibi açılıyor.Yook artık ya diyoruz ama neye diyoruz, Grange abimiz bu olayları ne de guzel bağlamış, bu taşı buraya nasıl da güzel oturtmuş diye diye kitabı bitiyoruz. Ben cok sevdim 3 günde bitirdim. Herkese de tavsiye ederim, begenmeyenlere de buzdolabını acarken dikkatli olun derim :)

KaikenJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20135,3bin okunma

·

38 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

canan canan