J.J.Rousseau insanların arasındaki temel eşitsizliğin kaynağının mülkiyet olduğunu söyler. Kitabında bu tezini anlatmak için tarihte geri sarar ve uygar insandan önce toplumun nasıl yaşadığı veya yaşadığı şeklin aslında insan doğasına ne kadar uygun olduğunu anlatmaya çalışır. Rousseau, uygar insana geçişimizden sonra kurulan her kurumun insan ırkı için ekstra bir yük olduğunu ve insanın aslında tüm bu ağırlıkları üstünden atabilme kabiliyetine sahip olduğundan bahseder. İnsanların hiçbir şeye sahip olmaması ve dünya üstündeki her şeyin tüm insanların olması gerektiğine dair naif görüşleri uzun zaman insanlığı etkilemiştir. O döneme ait bir siyasi-felsefe eseri okumak isterseniz kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri... Ancak tek bir eleştirim olabilir, o da kitaptaki cümlelerin oldukça uzun olması, bu da ister istemez bazı cümleleri birkaç defa okumamı gerektirdi. Bu da kitap okurken oldukça yorucu olan bir durum. İyi okumalar :)