Gönderi

405 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mihmandar'dan sonra İskender Pala' nın okuduğum ikinci kitabıydı. Okuduktan sonra bir süre etkisinden çıkılmayan, insanı bazı konularda tekrar düşünmeye iten ve hayatı sorgulatan bir kitaptı benim için. Aşk denildiğinde akla gelen şey bizim gibi insanlar için elbette bir insana duyulan sevgi, aşk olarak bilinir. Ama hayır, bu aşk bambaşka bir aşk. Bir gün Yunus' un hem biricik eşi ve aşkı olan Sitare' sini hem oğullarını hem de köyünü kaybetmesi sebebiyle hayatı bambaşka bir yola çevrilir. Bu yol o bunun farkında olmasa da aslında aşkın yoludur. Kendini Taptuk Emre' nin tekkesinde bulur. 'Ben' i unutur... 'Bilmeyi' unutur. Çünkü bilir ki: "Kimisi bilmem der, bilir; kimisi bilir bilmezlenir. Kimisi bilmediğini bilmez, bilirim der; kimisi bildiğini bilmiyor zanneder. Bilmemeyi bilmekle bildiğini bilmemek aynı değildir. Kurtulanlar, bilmediğini bilenlerle bildiğini bilmeyenlerdir. Onlar birbirini bilir, birbirinden bilir, birbiriyle bilir." Bu kitapta sadece Yunus Emre'nin hayatına değil; bir babanın evladını, bir evladın babasını arayışına, bir evladın babasına olan ihtiyacına, gönül dostluklarına, aşka tanık oluyoruz.
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,9bin okunma
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.