Gözlemci. Baştan ayağa gözlemci, hem de uluslararası… 24 saat gözlem yapan biri var karşımızda hatta bu ona yetmiyor 48 saate çıkarıyor gözlemlerini, o da yetmiyor günde 96 saate kadar çıkarıyor gözleme ayırdığı süreyi. Gözler yetmiyor sonra tabii; ayaklarıyla, tüm vücuduyla gözlemlerine devam ediyor. Bu tutku adeta damarlarında dolaşıyor artık. İşinden oluyor, olsun; gözlem atıştırıyor bundan sonra. E dünya hali, ekmek parası gerek, üstelik üzerinde ağırlık artık bu gözlem. Satmaya başlıyor gözlemlerini, dükkân bile açıyor, o artık envai çeşit gözlem satan bir dükkân sahibi :) Ama olur mu; normal bir şey mi Allah aşkına bu? Hem böyle boş şeylerle uğraşana ne derler, gözlem satılır mıymış yahu hiç? Akıl alır şey mi, delilik! Üstelik zararlı gözlemler bunlar, çoğu da politik. Dur bakalım orada arkadaş, gözlem yasak sana artık… Halbuki “Herkes gözlemci olsa dünyada birçok işler karışıklıktan kurtulur.” Çok ilginç bir okuma oldu benim için. Kitaba ikinci bir isim verme haddim olsa “Zincirleme Gözlem Tamlaması” derdim. Pekâlâ güzel olurdu, ama böyle direkt kendini gösteren isimler sevilmez her zaman. Salâh Birsel ile tanışma kitabımdı. Sanırım tek romanı. Denemeleri ve şiirleriyle adını duyurmuş, Türkçeyi çok iyi kullanan, yeni öğrendiğim ve de sık kullanılmayan kelimeleriyle ilgimi çeken; şiirleri de dahil eserlerinde hiciv sanatına sık sık başvuran bir yazar. Keyifli okumalar

Dört Köşeli ÜçgenSalâh Birsel · Sel Yayıncılık · 2019571 okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Serkan Aygün