Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabı okurken Erdal Erzincan, İsmail Özden ve Tolga Sağ'ın seslendirdiği 'Ağlamasam mı' adlı parçayı dinliyordum (sadece bir kere o da başta)(tahmin ettiğim bir anlatımın olabileceğinden açtım ileride. Türküyü dinlememin kitabın konusundan kaynaklandığını belirtiyorum).Fakat bu türküyü dinlememdeki en büyük emelin okuduğum bu kitaptaki vatanın ne gibi bir aksedişle beynimde yankılandığı konusuydu (lakin ilk bölümlerde).Kitabı okudukça etkileniyor böylesine bir cennet vatanın böylesine akıl almaz bir tarifle beni bu vatana daha fazla bağlamasını sağlıyordu ya da tam olarak öyleydi.Ama sanki bir anda bir sonraki bir sonraki kapı derken, çevirdikçe keyif aldığım bu sayfalar bir anda kafamdan bir masanın boyu kadar yükseklikte beliren (ama toplantı masası) kara bulutların şimşek çakıp, salyasını dökmesiyle son buldu diyelim.Bu vatan bir anda dört duvarla oluşmuş bir hana (beş-altı duvarlılar da var) sadece bir tane koskocoman ampulü olan ortama dönüşüverdi(tezlik fiili-kurallı birleşik).İşte aynen böyle sonra düzeltilemeyeceğini düşündüğüm bu ortamı bir anlık duraksama anından sonra ışıkların yavaş yavaş açıldığı gerilim filmini andırdı ardından birkaç büyük ekran ve karşımda haykıran bir dev (nasıl büyük anlatamam!) sanki saatler kovaladıkça gelişiyor gibiydi bir embriyo misali(saat sürmese de)sonunda aşırı büyüdü ve sonunda bu ortama sığamayıp tavanı delmeye başladı o kadar ilerledi ki tavanı delip ve de vatanımızdan yukarılara daha yukarılara ulaşıp her yerin etrafına tel örgü çekmeye başladı(bunu teleskoplarla gördük) ve bizler de o yarıktan çıkmaya çalışsak da hiçbir dayanak olmadığı için çalışmamız zor oldu ama birkaç kişi yanlarındaki telefonlarla çağırttıkları ufolarla yükseldi çıktı ben de dahil.Lakin her dakika vatanımızı saran bu dev yaratıkla uğraşamayıp boyun eğdiğimiz için içeride kapana kısıldık.Ve sonunda ise bazıları büyük kerpetenlerle bu tel örgüleri parçalayıp çıktılar(bunları teknolojiden yararlanıp yapmışlar ;dijitalller, kerpetenler) ama bazıları ise gelişmiş olan bu teklonojiden faydalanamayıp kerpeteni bulmak yerine herkeste aramaya başladı.Aradı aradı lakin bir türlü yapmak, muhayyilesinde belirmedi. Evet tam da böyle oldu. İşte Mustafa Kutlu bu denemesinde bana göre tam bu tınıları mırıldanıyordu.Veya o dev gibi haykırıyordu.
Vatan Yahut İnternet
Vatan Yahut İnternetMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20141,301 okunma
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.