Kur'an-ı Kerim nazarında, imandan sonra en ziyade esas tutulan takva ve salih ameldir. Takva, günahlardan ve yasaklardan kaçınmak, salih amel ise Allah'ın emirleri dairesinde hareket etmek ve hayır kazanmaktır.
Takva olan günahların terki ve kötülüklerden kaçınmak, Ahirzaman'ın dehşetli hengamesinde, temel esas olup büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Günahların her taraftan hücum ettiği bu dehşetli asırda, zırhımız Kur'an tezgahında yapılmış takva olmalıdır.
Büyük günahların hücumunda salih amelin ihlasla muvaffakiyeti çok azdır. Lakin, takva içinde bir çeşit salih amel vardır. Çünkü, bir haramın terki vaciptir. Bir vacibi işlemek, çok sünnete sevabına denktir.
Ahiret saadetine erişmek için esas yapmamız gereken takva ile yaşayarak, nefsimizi bu zamanın cazibedar heveslerden menetmektir.
Velhasıl, temel prensibimiz bellidir; "Dava ve iddiayı bırakıp vara' ve takva halinde yaşamak..."