..Oysa Werther bulunduğu şehrin kalabalığından uzaklaşmak, biraz kafa dinlemek istemişti.Gideceği yerde kutsallaştırılmış yasak bir aşkın başrolünü alacaktı ve bundan habersizdi.Werther bir hukuk stajyeri,Lotte ise nişanlı bir bayan.Lotte daha sonra evlenir ama Werther hala onu sevmekten vazgeçmez. Taparcasına bir duygu yoğunluğu yaşayan Werther'in acısına, okurken ortak olacaksınız.Aşk hikayelerini pek sevmem ama roman o kadar güzel ki akıcılığına karpılıyorsunuz.
Erkekleri biraz eleştireceğimBu denli duygulu, hisleri yoğun erkekler var mı dedirten türden bir kitap.
Werther o kadar naif bir karakter ki okuduğunuz her cümlede bunu seziyorsunuz.
"İnsanların birbirlerinin yüreğine ne kadar az dokunabildiğini görünce, bazen ciğerimi sökmek yerine beynimi tıkmak istiyorum " diyor.Spoiler vermek istemiyorum ama kitap o dönem gençlerini intihara sürüklemiş hep.
Goethe kendi yaşamından bir kesiti hikayeleştirmiş.Aslında Werther Goethe'yi,Lotte ise Goethe'nin asistanlık yaparken aşık olduğu kadını temsil ediyor.
Betimlemeler o kadar güzel ki hemen hemen her sayfasında altını çizdiğim,ruhuma dokunan cümleler var.Belki sizin de ruhunuza dokunur diye şuraya bir kaç cümle bırakmak istiyorum.
Arabadan indim ve bütün anılarımı tüm canlılığıyla yüreğimde yeniden yaşamanın tadını çıkrabilmek için yürümeye karar verip arabacıya gönderdim.
Yaşamın çiçekleri birer görüntüden ibaret.
Yüreğii kabartan bu sonsuz tutku nereye götürecek beni.
Keşke bir nefeste üfleyebilsen onları kağıda,bu senin ruhunun aynası olsa,ruhun da sonsuz Tanrı'nın aynası.