Gönderi

416 syf.
9/10 puan verdi
·
63 günde okudu
Durgun Don Yalnızca Don Kazaklarının Öyküsü Değil
Savaş meydanındaki insan ile günlük yaşamdaki insan bir midir? Bu soruyu genellikle savaş meydanındaki insanın daha acımasız, daha vahşi olacağı şeklinde yorumlarız. Durgun Don, tam tersinin de olabileceğini gösteriyor. Çok karakterli, çok hikayeli bir roman Durgun Don. Nehrin görüntüsü, Huş ağaçlarının sesi, atların ter kokuları... Her birini yanı başınızda hissediyorsunuz. Ana karakterlerin çoğunun geçmişi çok öncelerden başlanarak temellendirilmiş. Ailelerin kökleri derinlemesine anlatılmış. Bununla birlikte kısa bir süreliğe, bir hikayeyle girip çıkan ancak büyük parçayı destekleyen küçük karakterler ve hikayeleri de var. Ayrıca ana karakterlerin çoğu için mutlak iyi ya da mutlak kötü demek mümkün değil. Tercihleri, geçmişleri, davranışları ile gerçek birer insan olarak çizilmişler. Sırf bu yüzden hiçbirine tam olarak bağlanamıyorsunuz ancak hepsini kendi varoluşlarıyla kabul ediyorsunuz. Bu gerçekten çok çarpıcıydı. Savaş sahnelerini, yaşanan vahşeti bütün çıplaklığı ile görüyorsunuz. Şolohov bir betimleme ustası... Bazı bölümlerde mide bulantıları yaşamak, yüz buruşturmak, tüyleri ürpermek, at sırtında gidiyormuşçasına bir adrenalin yaşamak işten bile değil. (Aşağıda okumayanlar için tat kaçırıcı bilgi olabilir.) Romanın sonlarına doğru Grişa'nın yaşadığı "aydınlanma" ikinci cilt için heyecanlandırıyor.
Durgun Don - Cilt 1
Durgun Don - Cilt 1Mihail Şolohov · Yordam Edebiyat · 20181,381 okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.