Gönderi

“Okullarda Marmara Denizi’yle ilgili bir ders var mı? Dünyanın birçok kentinde doğa tarihi müzeleri var. İstanbul’da var mı? Yok. Doğa tarihi müzesi olgusu 1800’lerden bugüne gelir. Biz hiç değilse bir Boğaziçi müzesi yapabiliriz. O müzede çocuklar Marmara Denizi’nin akıntılarını tanıyabilir, canlılarını, jeolojisini tanıyabilir. Müze sadece gezdiğiniz, hayattan kopuk bir yer olmamalı. Müzede bir laboratuvar, kütüphane olmalı, denizle ilgili bilimsel araştırmaların yapıldığı bir yer olmalı, yani canlı bir mekân olmalı. Bizans’ta sikkelerin üzerinde balık figürleri var. Bir zamanlar İstanbul’un amblemi balıkmış! Bir zamanlar Boğaziçi’nden bahseden şarkılar varmış. Kültürden Marmara Denizi silinmeye çalışılıyor. İstanbul’da çoğu yerde erguvan, ıhlamur gibi ağaçlar yok. Böyle bir ortamda insanın duyarlı olması nasıl beklenebilir? İnsanlar kendine “bir tane bile İstanbul kelebeğinin adını biliyor muyum?” diye sormalı. Soyadında bosphorus olan, bu bölgeye endemik böcekler var. Biliyor muyuz, tanıyor muyuz? Bu böceklerden biri Yıldız Parkı’nda yaşıyordu. Yıldız Parkı’nın her yerini çim yaparken böceğin yaşayabilmesi için iki tane ağaç kütüğü bırakmadılar ki içine larvalarını bırakıp soyunu devam ettirsin. Mesela Beykoz civarındaki sarıasma kuşu… Bugün sarıasma kuşunun ötüşünü tek bir çocuk bile tanıyabilir mi? Boğaziçi ve çevresinin, Marmara’nın balıklarını, deniz canlılarını tanıyor muyuz, tanıtıyor muyuz? Peki, ne bekliyoruz?” -LEVENT ARTÜZ birartibir.org/ekoloji/1170-ce...
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.