Gönderi

384 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Beyza Alkoç’un “Karantina” isimli kitabını da okumuştum. Her ne kadar başlarını çok beğenmesem de sonları oldukça iyiydi. “Karantina”dan sonra “Kar Küresi”ni okumak için aldığımda büyük bir umutla başladım. Ama maalesef ki büyük bir hayal kırıklığı ile karşı karşıya kaldım. Üzülerek söylemem gerekir ki kitap bana amatörce geldi. Yani amatörceden kastım bana kalırsa fazla çocukçaydı. Eylül’ün sürekli yardıma muhtaç ve kırılgan bir kız olarak gösterilmesi ve Merih’in sürekli Eylül’ü kendi başının çaresine bakamayan, yardıma muhtaç biri olarak görmesiydi rahatsız olduğum şeylerden bir tanesi de. Eylül’ün kendi ayakları üzerinde duran, güçlü, her şeyin altından kendi emekleriyle çıkabilen bir karakter olmasını isterdim. Bir erkek olmadan varlığını sürdüremeyen bir karakter değil. Merih’in ve Eylül’ün aşkı da –kitabın arka kapağında zaten âşık olacakları hakkında neredeyse açık açık cümleler kurulmuş yani spoiler vermiyorum- bana fazlasıyla saçma geldi. Merih ise çok ayrı bir konu. Eylül’le yemekhanede sohbet ederken –şimdi spoiler veriyorum eğer görmek istemiyorsanız bu cümleyi atlayın- Eylül’e her kötü davrananı “dövmesi” bana o kadar saçma ve çocukça geldi ki gülmeden edemedim doğrusu. Tamam anlıyorum bu bir genç yetişkin romanı aşklar yüce ve sevimli olur genelde ama bana kalırsa bu sevimlilik değil tam tersi o kadar bayat bir aşktı ki okurken ne zaman bitecek diye sayfa saydım. Eylül’ün daha 1- 2 haftalık tanıdığı birine böylesine sanki yıllardır hasret çekiyormuşçasına bağlanması da beni şok etmedi değil doğrusu
Kar Küresi
Kar KüresiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 20209,2bin okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.