Gönderi

Şeyhimiz Ebü'n-Necib Sühreverdi, "Ben, yemek yerken sanki namazdaymışım gibi (huşu ve huzur içinde) olurum" derdi. Hazret bu sözüyle, yemek yerken kalbinin huzuruna ve uyanıklığına işaret ediyordu. Çoğu zaman da, yemek vaktinde düşüncesinin dağılmaması için, yanında, onu bazı meşguliyetlerden kurtaracak bir hizmeçi bulundururdu. Çünkü o, yemek yerken kalp huzuruna sahip olmanın ve zikretmenin, ibadetlerde ciddi bir tesirinin olduğu görüşündeydi. ...
Sayfa 435 - Semerkend
·
92 görüntüleme
Zeyneb okurunun profil resmi
Yemek yerken, Allah Teâlâ'nın özel olarak yemek için yaratmış ve hazırlamış olduğu dişlerin vazifesini düşünmek bir zikirdir. Onların bir kısmı koparıcı, bir kısmı ufalayıcı, bir kısmı da öğütücüdür. Bunların yanında, Allah Teâlâ'nın, göz, yağdan oluştuğu için bozulmasın diye gözün suyunu tuzlu yarattığı gibi; tadı değişip acılaşmasın diye ağzın suyunu tatlı yaratmasını düşünmek de bir zikirdir. Yine, çiğnemeye ve yutmaya yardımcı olması için dilin ve ağzın kenar lanından (tükürük bezlerinden) nasıl tükürük salgılandığını, benzeri hazmettirici bir kuvvetin, yiyeceklerin iyice hazmedilmesi için midede bulundurulmasını ve onun karaciğerle ilgisini düşünmek de bu zikre dahildir.
Gerçek Tasavvuf
Gerçek Tasavvuf
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.