Tür edebiyatı ülkemizde hala emekleme aşamasında. Korku, bilim kurgu ve fantastik türünde verilen eser sayısı son birkaç senede artsa da bu eserlerin nitelikleri çoğu zaman düşük oluyor ne yazık ki. Aldığı övgülerden ve arka kapak yazısını enteresan bulmamdan dolayı Kan Fermanı'nı okumaya karar verdim ve biraz hayal kırıklığına uğradım. Hikayedeki klişelerden ve mistik olsun diye çok zorlanan dilden dolayı kitabın içine girmekte zorlandım. Tırnova kasabasında geçtiği söylenen ve günümüze kadar gelmeyi başaran yeniçeri öyküsünden ilham alınarak yazılan bu romanın en büyük sıkıntısı bir mitolojiden yoksun olması. Kültürümüzde var olan korku unsurları karıştırılıp bir çorba yapılmış. Ciniydi, vampiriydi, cadısıydı, canavarıydı derken ne idüğü belli olmayan iki varlığın bir köye korku saçmasını okuyoruz. Bilinçaltımıza işlemiş ve bizi korkutması gereken hemen her şeye dair bir anekdot var kitapta. Durum böyle olunca kitap korkunç olmaktan çok uzak bir yere gelmiş. Bu tür eserlerde kitabın kendine ait bir dünya kurması bence çok mühim. Korku türündeki eserler bunu yapmak yerine dini unsurlara sırtını dayayınca bilmem kaç yıllık hikayeyi temcit pilavı gibi ısıtmaktan öte gidemiyoruz maalesef. Korku edebiyatımızın gelişeceğine dair ümidim var. Sırtını dine dayamayan, ufak bir köyde geçmeyen ve etkileyici olan bir korku kitabı illa bir gün yazılır.

Kan FermanıŞafak Güçlü · İthaki Yayınları · 202128 okunma

·

174 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ersan Yılmaz