Bir ses nasıl olur da insanda adım adım çoğalan bir hüznü kaçırır göze?
Gözlerin gördüğünü hatta görmediğini bile yüreklere, kulaklara şahit eder?
Ses, sesin ruhu tel örgüleri, soğuk duvarları, acımasız sınırları aşabilen; topları, tüfekleri, tankları susturan..
Düğünde, bayramda, savaşta, barışta surların dibinde veyahut bir ağacın altında yuvası dikenlerle kaplı insanların duvarlarını çiçek açtıran ses..
Dengbej olmasaydı kim hissettirdi vurulmuş yaralarından sağılan kanı yalayan bir geyiğin bakışlarını, gökyüzünü süsleyen turnanın süzülüşünü, yıldızdan narin aydan güzel kadınları, dağların büyülü heybetini, zorbaların dinmeyen hıncını..
Karıncanın Su İçtiği kitabında Dengbej Uso'nun dediği gibi:
"O iyi insanlar dengbejsiz ne yaparlar, Allah hiçbir kavmi dengbejsiz bırakmasın. Bunca savaşta, yoksullukta, açlıkta, hastalıkta beni dinleyenler cana geliyorlardı."
DengbêjlerimMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20201,706 okunma
·
1.427 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.