Gönderi

"Her şey mümkündür yine de hiçbir şey mümkün değildir. Her şey mubahtır ama aynı zaman da hiçbir şey mubah değildir. Hangi taraftan gidersek gidelim o yol diğerinden daha iyi değildir. Bir şeyi başarsan da başarmasan da, inancın olsa da olmasa da,... ağlasan da sessiz de kalsan hepsi aynı kapıya çıkar. Her şey için bir açıklama var, yine de hiçbir şeyin bir açıklaması yok. Her şey hem gerçek hem gerçekdışı, hem normal hem de saçma, hem görkemli hem sönük. Herhangi bir şeyden daha değerli başka bir şey yok, herhangi bir fikirden daha iyi başka bir fikir yok. Birinin üzüntüsüyle üzülmek, neşesiyle sevinmek de ne?... Mutsuzluğunu sev ve mutluluğundan iğren. Her şeyi birbirine karıştır... Tüm kazanımlar birer kayıp, tüm kayıplar birer kazanımdır. Neden sürekli kararlı bir tutum, anlaşılır fikirler ve anlamlı sözcükler beklenir ki?" Emil Michel Cioran
··
312 görüntüleme
Atiye okurunun profil resmi
Çünkü "kararlı tutum", "anlaşılır fikir" ve "anlamlı sözcükler"e sahip olursak bizi kendi düşüncelerinde bir kalıba oturtabilirler ancak. Böylelikle insanlar, onların yapacağı/yapmayacağı davranışları öngörür ve muhatap olup olmayacağına karar verir. Delilerin ne yapacağı belli olmaz denilerek dışlandığı söylenir ama tutarsızlıkları bile kararlı bir tutum olduğu için kimse dışlamaz aslında onları. Kararlı tutum, anlaşılır fikir ve anlamlı sözcüklerden asıl muzdarip olanlar akıllı olmak ile deli olmak arasında kalmış olanlardır.
Feyzullah okurunun profil resmi
Elbette, "bilinmeyen" şey insan için tehlikelidir bunu ortadan kaldırmak ancak tanımlamakla mümkün(?) olup kalıplaştırmayı mecbur kılıyor. Cümlenin bağlamından ötürü sorudan ziyade şaşkınlık ifadesi olduğunu düşünüyorum. Açıklamanızı anlıyorum fakat Cioran için yetersiz olacak ki "her şey için bir açıklama var, yine de hiçbir şeyin bir açıklaması yok" şeklinde çıkarımda bulunmuş. Anımsayamadığım bir yerde okumuştum, Cioran, insanın can sıkıntısını gidermesi için bir gaye peşinde koşmasını aciz bulur zira ona göre bir amaç peşinde koşanlar kendinden uzaklaşır ve olan gerçekleri fark edememeye başlar. Dünyadaki acımasızlığın da bir amaca bağlanıp farkındalığı azalan insanlar yüzünden olduğunu savunur. Ona göre önemli olan amaçsız yaşamaktır ki bunda da kendisini başarılı bulmaz. Yani bahsedilen sözcüklerden muzdarip olanın akıllı-deli arasında kalan ayrımına Cioran özelinde katılmıyorum, şaşkınlığının insan "amaçsız yaşamalı" düsturunun sonucu olan "farkındalığın" meyveleri olduğunu düşünüyorum. Tabii bu meyvelerin lezzetli olup olmadığı da muallak. Bunun dışında açıklamanız bana da makul geliyor. :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.