Gönderi

330 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Eski bir Rum balıkçı köyü olan eski adıyla Podima yeni adıyla Yalıköy balıkçı köyünde gerçekleşiyor tüm hikayemiz. Roman başlarda bir cinayet ile başlayarak ve gazeteci bir kızla ana karakterimiz Ahmet'in gizem ve sorular dolu sohbetiyle başladığından basit bir polisiye kitabı hissiyatı oluştursa da ilerleyen sayfalarda bu yargı tamamen kırılıyor ve olay örgüsü bambaşka ilgi çekici bir hal alıyor. Baş karakter Ahmet Arslan’ın birçok insanın hayalini kurduğu sessiz sakin bir köyde müstakil ve adeta kitap orman diyebileceğimiz evinde emekliliğini biricik köpeği Kerberos ile sürdürmektedir. Fakat bir diğer yandan, Ahmet hayvanlarla konuştuğunu, hiçbir duygusunun olmadığını ve en önemlisi Haphephobia'dan mustarip biri olduğunu ifade eden cümlelerinde ona karşı istemsiz bir acıma ve hem onun hem de kardeşinin hayatına yönelik merak duygusunu bizlere bir hayli hissettirerek, tıpkı Livaneli’nin de söylediği gibi "Bu kitabı okuduktan sonra sadece akıcılık, sürükleyicilik ve sonunun aşırı şaşırtıcılığından bahsedilecek" cümlesinin kanıtını okuyucuya sunuyor. Fakat şöyle ki akıcılığı ve sürükleyiciliği konusunda Livaneli ile aynı fikirde olsamda sonunun şaşırtıcılığı konusunda hemfikir değilim. Sonunu ara sayfalarda bulunan ufak detaylar ve ana karakterimizin davranışları çok önceden ele vermişti. Fakat yine de emin olamama duygusundan olsa gerek son sayfalarda sersemlediğimi itiraf edebilirim. Kısaca özetlemek gerekirse, hikayedeki yoğun aşk hissiyatı ve psikolojik buhranlar hikâyenin yapı taşı. Aşk ve ruhun ayrımı hikâyeyi bütünüyle sahiplenmeme sebep oldu ve bir günde bitirmemi sağladı. Bununla birlikte kitapta en dikkatimi çeken ve canımı yakan kısım şüphesiz Ahmet’in!! Kafka'nın kitabından atıfta bulunarak kardeşi Mehmet'in !! böcekleştiğini öne sürdüğü cümleleri olmuştur. Nerede ve hangi koşullarda nasıl bir üslupla bu yargıya vardığını ise fazla spoiler olmaması açısından, Livaneli'nin gizem ve bilgi dolu sayfalarında bulmanın zevkini bizzat yaşamanızı istiyor, kitapta beni derinden etkileyen birkaç alıntı bırakarak hepinize keyifli okumalar diliyorum. "Birine aşık olmak bir uçurumun kıyısında gözü bağlı yürümek demektir. Başına neler geleceğini hiç bir zaman bilemezsin. Sonu ölüm de olabilir. Cinayet de intihar da…" "İnsan hiçbir umut beslemediği zaman durumu kabullenebiliyor ama kapkara bulutlar arasından iğne ucu kadar kendini gösteren bir güneş ışını belirince bütün dünyası o ışığa bağlı oluyor." “İnsanlar delidir, neyi niçin yaptıklarını bilmezler. Beyinlerinde bir diktatör vardır, onları hormonları yönetir ama bunun farkında olmazlar, kendi iradeleriyle davrandıklarını sanırlar.”
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,9bin okunma
·
1.259 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.