Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
Her insanın doğaya olan tutkusu, yaşadığı binaların ve çalıştığı ortamın negatifliğine karşın huzur bulmak veya kafayı dağıtmak adına oluşmuştur. Veya bir hafta sonu “değişiklik olsun” mantığıyla sosyalizmden uzak, yürüyüş yollarında; doğaya baktıkça insandan uzaklaşılan hayatın olumlu etkilerini görmek adına da düşünülmüş olabilir. Veyahut benim benimsediğim ve uzun süre öncesine kadar bilmediğim, stoacı felsefenin özünde olan “insan hayatının doğaya yatkınlığı ve doğaya uygun yaşam” mantığının kurulabileceği; doğayı insan hayatında akışta olan şeylerle değerlendirerek, yaprak kıpırdasa bile yaşamla bir bağ kurulabildiği noktalarıyla görerek yaşamakta olabilir. Bunlar bir kaç varsayım olduğu gibi, Zenon’un edilgen olan töz yani madde ile etken olan tözün içindeki akıl yani tanrıyla uyumlu hale getirdiği ve her parçanın doğayla olan uyumunu; Yunancada “çatısı olan kolon, sundurma vs” anlamına gelen Stoa okulunda aktarmasıyla başlamıştır Stoa Felsefesi. Erdem, ahlak, doğa gibi insanın en özünde yatan karakterize özelliklerini bu öğretiye dahil edip; şan, şöhret, ekmek, aş gibi insanı somut olarak mutlu edecek şeylerden uzak kendini bulma yoluna adamanın adıdır Stoa. En ufak mantıkla kurulamayacak, evrilemeyecek, uyarlanamayacak herhangi iki uç kavramın; çatışmayacağı veya özünde olan özdeşleşme olgusunun yaşanmayacağı tek bir an dahi olmayacaktır. “Zenon'a göre candan ve akıldan yoksun olan bir şey canlı ve akıllı bir şey yaratamayacağı için dünya hem canlı hem de akıllıdır. Hiçbir şeyin dünyadan daha iyi olmadığı düşüncesi de dünyanın akıllı olduğu varsayımına dayanır. Doğa da böylesine akıllı ve canlı olan, kendisinden daha iyi hiçbir şeyin olmadığı dünyadaki düzenin adı olduğuna göre, o hâlde doğaya uygun yaşamak insanın amacıdır.”
Stoa Felsefesinin Kuruluş Fragmanları
Stoa Felsefesinin Kuruluş FragmanlarıKleanthes · Albaraka Yayınları · 202161 okunma
·
317 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.