Gönderi

Kim büyük bir aşkın kahramanı olmak istemez ki, bu kupkuru, yapayalnız, aşksız kalmış hayatın dip sularında büyük bir aşk pınarının kaynadığını, ince, nazlı ama bir o kadar ısrarcı, kararından dönmez sarmaşık kolları gibi bütün o dibi sardığını, sardıkça suyun kabardığını, yatağından taşacak kadar coşkuyla aktığını ansızın öğrenmek; aslında sevildiğini meğerse unuttuğunu, suspus olmuş dillerin konuştuğunu, kör gözlerin aniden ışıkla dolduğunu fark etmek istemez ki? Yaşamak unutmakmış, aşksa hatırlamak değil miydi hem; unutuluşu, hatta hiç olmamışı uyduruşu?
··
995 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.