Momo. Nereden geldiği belli olmayan, kimsesiz, etraftakilerin hediyeleri ile hayatını sürdürebilen küçük bir kız. Küçük ama bir o kadar da büyük. İşte bu kızın sıradışı, fantastik macerasını görüyoruz bu kitapta. Momo'nun sevgili büyüklere, gençlere çok önemli mesajları var. Diyor ki; zamanınızı kim çalıyor? Ne için çalıyor? O kadar haklı bir soru ki bu.
Teknolojinin en üst seviyede olduğu bu günlerde işlerimizi en kısa sürede halledilir halde olmamıza rağmen, neden hiçbir şeye vakit yetiremiyoruz? Anneler babalar çocuklarına neden yeterince ilgi gösteremiyor? Çocuklarımızın artık ellerinde boya kalemleri, uçurtmaları yok. Sokaklarda oynanan oyunlar, çamurdan yapılan evler yok. Teknolojik aletlerin, hazır oyunların içinde hayal güçlerini yok ederek büyüyorlar. "Babalık için uçurtma almak yetmez, o uçurtmayı birlikte uçurmak gerekir" demiş Can Dündar, daha fazla çalışmak ve daha fazla kazanmak hırsı ile bunlar ve buna benzer birçok şey gün geçtikçe yok oluyor.
Zaman kavramı anlamını yitirmek üzere. Modern hayata ayak uydurma, çalışma hırsları, hayalleri önemsiz görme... Bunlar bizi biz yapan her şeyi alıyor elimizden. Yiyip, içip, çalışmak dışında hiçbir şeyi olmayan, tek aktivesi haftasonları AVM'lerde mağaza mağaza gezmek olan birer robota dönüşüyoruz. Elinizden kayıp giden zamanı ayaklarınız tutmaz hale geldiğinde geri getiremeyeceksiniz. Hislerinize, çocuklarınıza, ailenize ve tüm sevdiklerinize zaman ayırın. Dolu dolu bir ömür geçirmiş olabilmek için...