Gönderi

Temsili sanat, İslâm dünyasının, başta İran ve Hindistan olmak üzere, belli bazı bölgelerinde oldukça önemli roller oynamaya başladığında bile, o nadiren naturalistik bir özellik arz eder. Tersine, tasavvur edilen sahneler genellikle fiziksel dünyada bulunmayan şeylerin temsilleridir. Bunlar genellikle Kur'ân'ın cen net, veya zaman zaman da cehennemle ilgili beyanlarına müracaat eder. Cennet de, cehennem de hayâlî dünyada yer alır. Sözgelimi, insanlar bir İran minyatürüne baktığında, sanatçının kendi gözleriyle gördüğü bir sahneyi temsil ettiğini pek ender düşünürler. O açıkça uhrevî nitelikli bir manzara, veya belki de bir portredir. Dinlerinin bildirdiği rûhânîliğe duyarlı Müslümanlara göre -yani, bütün güzellik ve bütün gerçekliğin Allah'a ait olduğu olgusuna duyarlı olanlara göre- artistik formlar, âyet ve işaretleri, doğal dünyada bulunduklarından daha dolaysız bir şekilde algılamanın bir yolu haline gelir.
Sayfa 493Kitabı okudu
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.