Günlük hayatın içinde, kalabalıklar arasındaki şehir insanı esasında bir hiçkimsedir. Bu kişi, başkalarının peşine düşüp onları takip ederse kendi hikayesinin ne olduğunu bulabilir. İnsan şehrin içinde yolunu, yol demeye değecek bir yolu ancak kaybolursa bulabilir. Ötekinin peşinde kaybolarak ve kaybolmakta yaşıyor olmanın en büyük zevkini duyarak.