Emeğin vefa bulsun Erhan, çok güzel bir inceleme olmuş... İlk okumam hızlı olmuştu, şimdi yeniden okuma fırsatı buldum.
Değindiğin hususlardan birisi insanın yaşadığı ile yaşadığını zannettiği arasındaki derin uçurum... Bir şeylerin ruhu sıktığı zamanlarda, ahvalimiz düzelmeye meylediyor demektir, insan bu sıkıntıya kulak vermeli, gizli kanallardan akan kirli suların taştığı anların bir lutuf olduğunu bilmeli.
Samiha Anne' nin romanlarında, üslubunun ve berrak türkçesinin çok ötesinde, gizli pencereler açtığı bir gönül divanı, manevi kelimelerinde ışığın ve nefesin binbir tadı var... Yaşadığı dönemin sosyokültürel yapısını, zaaflarından sıyrılarak, olduğu gibi aktarabilmek de ayrı bir hüner...
Benim de okumak istediğim, hatta Kubbealtı Neşriyat'tan kamyonla taşımak istediğim çok eser var :)
İstifaden ziyade olsun kardeşim.