Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

364 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
tutkuya tutsak maymun adam?
Lolita... Ahlâki değerler spazmı, sapıklık krizi, tutku ağrısı; estetik şöleni, edebiyat mücevheri, üslup hazinesi Lolita... Güzel ile Çirkin'in bir başka boyutu, iyi ve kötünün birbirine karıştığı bir roman Lolita. Hani günümüzde yeni bir akım var: Çizim yapan insanlar mavi ve kırmızı renklerle, üst üste iki ayrı çizim yapıyor. Çizime çıplak gözle baktığımızda üst üste iki çizim görüyoruz. Ama şu biri kırmızı biri mavi 3D sinema gözlüklerini kullandığımızda çizimleri ayrı ayrı görüyoruz. (Örn:youtube.com/shorts/zNL3xyhL... ) Lolita'da öyle işte. Bir kırmızı filtre ile bir mavi filtre ile bakmamız gereken, iki çizimi de ayrı ayrı değerlendirmemiz gereken bir yapıt. Bu çizimlerin biri içerik, biri edebi değerini temsil ediyor. Ben incelemeye içeriği ile başlamak istiyorum. Kitap, Humbert Humbert isimli orta yaşlı bir adamın, 12 yaşındaki bir kız çocuğuna duyduğu aşk (denilebilirse), tutku ve saplantıyı, kısaca pedofili içeren bir ilişkiyi konu ediniyor. Kitapta okuyucunun aklını bulandıran en büyük etkenin; anlatımın, Humbert Humbert ağzından yapılması olduğunu düşünüyorum. Zira her suçlunun kendine haklılık payı çıkardığı, bir gerçektir. Bu haklılık payı bulduğu savunmalar, şahsen beni bazen anlayış göstermeye itti. Ama ne yazık ki kitapta pedofili gibi bir gerçek bulunuyor ve bunu hiçbir savunma kurtaramaz. Humbert Humbert de kendini ve vicdanını rahatlatmak için; Lolita'nın baba-kız aşkı gibi saçma bir durumu kendisinin seçtiğini savunuyor. Fakat 12 yaşında bir 'çocuğun' doğru seçimler yapma konusunda gayet toy olduğunu kendisi de biliyor. Yani aslında yanlış seçim yapacağını bilerek Lolitaya iki seçenek sunuyor: Ya kendisi ile yaşayıp istediği tüm kıyafetlere kavuşması, istediği her şeyi yiyebilmesi, 9-14 yaş arasında çocukların ilk defa merak saldığı cinsellik konusunda 'tecrübe edinmesi' gibi 'avantajlara' sahip olacaktır ya da bir yetimhanede veya sokakta perişan halde yaşayacaktır. Lolita, sokakta veya yetimhanede yaşamanın, seçeceği baba-kız aşkı gibi saçma bir durumdan çok daha iyi olduğunu, biraz geç fark edecektir. Humbert Humbert kendisine, Lolita'ya bu seçimi yaptırdığı için birçok defa hakaret ediyor, kendisini suçluyor olsa da hiçbir şey hatasını geri döndürmüyor- ki dönmek gibi bir fikri de olmuyor hiçbir zaman. Lolita kitabının 1997 yapım filminde Humbert Humbert karakterini canlandıran Jeremy Irons, karaktere dair düşüncelerini şöyle aktarıyor: Benim için, gerçek günahkârlar günah işleyen ve günah işlediklerinin farkında olmayanlardır. Bence, Humbert ahlâklı bir adam ve davranışlarının sevdiği kıza mutluluk getirmediğinin ve davranışlarının yanlış olduğunun farkında ki bu da bana göre, onun gerçek bir günahkar olmadığı anlamına geliyor. Humbert, yanlış yaptığını biliyor ancak kendisine yardım edemiyor..ya da etmiyor. Humbert'in suçlu olup olmadığı, yaptığının ahlâki değerlere uyup uymadığı tamamen bireysel bir ahlak anlayışıyla yorumlanabilir. Benim görüşüm, kitabın, içerik olarak tamamen ahlaki değerler dışına çıkan bir konu edindiği yönünde. Kitabın 2. boyutu ise tamamen, biçim, estetik, edebi değeriyle ilgli. Nabokov da kitabın ahlaksız olup olmaması durumunu bu yönüyle savunuyor. Kitapta herhangi bir aşılama olmadığını, insanlara ahlak değeri sorgulatmak gibi bir amacı olmadığını söylüyor. Kitaptaki amacını şöyle açıklıyor: İlk olarak, kalplere dokunmak hatta zihinleri etkilemek gibi bir gayem pek yok. Şahsen daha çok okuyucunun boğazında bir düğüm bırakmak istiyorum. Ayrıca Lolita kitabının son sözünde, oldukça açık bir biçimde yalnızca estetik biçimi önemsediğini belirtiyor. Yani anlayacağınız o ki, Nabokov içerik değil biçim gözeterek yazmış kitabı.Esin kaynağını da şöyle açıklıyor: "Lolita’nın ilk, küçük sancısı 1939 sonları ya da 1940 başlarında Paris’te, amansız bir göğüs nevraljisi kriziyle yatağa düştüğüm sıralarda geldi geçti içimden. Hatırlayabildiğim kadarıyla ilk esin ürpertisi Jardin des Plantes’da bir bilim adamı tarafından aylarca sıkıştırıldıktan sonra, eline verilen kömür parçasıyla şimdiye kadar herhangi bir hayvanın çizdiği ilk resmi çizen maymunla ilgili bir gazete haberinden kaynaklanmıştı. Söz konusu karalama, zavallı yaratığın kafesinin parmaklıklarını gösteriyordu." Lolita kurgusunda maymunumuz Humbert Humbert iken, parmaklıklar Lolita'ya, su periciklerine duyduğu amansız tutkuyu temsil ediyor. Yani tutsak olduğu, tek gerçeği bu tutku olan Humbert Humbert' dan, anlattıklarından başka neyi dile getirmesini isteyebiliriz? Nabokov'un,bu çaresiz maymun durumunu, böyle insanı rahatsız eden, çirkin bir konuyla anlatması okuyucunun zihnini bulandırıyor. Nabokov ya böyle bir konuyu bilinçli bir şekilde seçmiş, ortaya bir farkındalık çıkartarak ilgi çekmek istemiş yada reddettiğinin aksine, karakteri Humbert gibi bir hisse hapsolmuştur. Kendinin Humbert Humbert ile benzer görüşlerinin olmadığını söylese de, benim, tartışmalar sonucu vardığım soru şu oluyor: İnsan içinde bulunmayan bir hissi, duyguyu, arzuyu nereden bilir ve nasıl böyle ustalıkla anlatabilir? Kitabın, içerik olarak Nabokov'un amacının aksine, insanlarda ahlaki değer sorgulamalarına sebep olduğu kesin. Yapı olarak çok başarılı olduğu da belli. Nabokov amacına bonus ekleyerek ulaşmış, bize de okurken sinirlenmek, bitirince sorgulamak kalmış. Sonrası cenk meydanı... Kitapla ilgili benim de yaralandığım 2 video ve ayrıca okuma durumunun altına bıraktığım bilgileri okumak isteyenler için okuma durumunun iletisini ekliyorum buraya: youtu.be/RPt4jM5JQ_Y youtu.be/UscHn1yK-Zo #142982587 İyi okumalar, güzel geceler ve esenlikler dilerim.
Lolita
LolitaVladimir Nabokov · İletişim Yayınevi · 20192,738 okunma
·
2.886 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.