Sever misin yarım kalmayı, yarım kalanların hikayesini?
Yarım kalan, terk eden ya da edilen kadınların hikayesi gibiydi kitap. Anlamlı şeyler çoktu ama neler okumak istediğinize bağlı olarak sizi mutlu etme olasılığı değişecektir. Yaşadığımız evrende değer görülmeyen, yarım kalan birçok aşk olduğu için sanırım birde okumak yoruyor beni.
Yeterince ezbere bildiğimiz bir gerçek gibi…
Buğday en çok aklımda kalan karakter oldu. En çok üzüldüğüm, kendi üzüntülerime şükrettiğim oldu. Keşke yarım kalmasa kadınlar, keşke yarım kalmasa adamlar, keşke yarım kalmasa aşklar. Gerçi aşk olamazdı o zaman değil mi?
Kazım amca’nın vedası da çok anlamlıydı. Nasıl da şikayet etmeye, memnun olmamaya devam ettiğimiz hayat akıp giderken geliyor vedalar, ölümler ve hüzünler. Hangi anın son an olduğunu bilmeden, sevdiklerimize söylediğimiz son sözün ne olacağını kestiremeden ve düşünmeden konuşuyoruz zannımca. Bilmeyerek mi lades oluyor bu yoksa bilerek mi ona da emin değilim.
Yazarın ilk, akışıyla biraz güçsüz olsa da güzel anlamlar katan, kısa olunca da çerezlik, tadı damakta kalan bir kitabı olmuş. Sevgiyle okuyun.