Gönderi

Anlaşılmak
yaşadığının farkında olan insanın en büyük özlemlerinden biri. tam anlamıyla bir uktedir. günümüzde tümüyle gerçekleşmesi neredeyse olanaksız. anlaşılma arzusu, bebeklikte anneyle olan simbiyotik(eşyaşamsal) ilişkinin yetişkinlikte de yeniden yaşanmak istenmesine dayanır. çok güzel bir beklentidir bu aslında: sevme ve sevilme talebine işaret eder. lakin bireylerin kendi ego-merkezli dünyalarında yaşıyor oluşları bunun yaşanmasına engeldir. yargılamalar, dargörüşlülük, tatminsizlikler, toplumsal normlar, ideolojiler, inançlar, hırslar, benmerkezcilik...kısacası nevrozlar anlaşılmanın önündeki en ciddi engellerdir. anlama ve anlaşılma, bağımsız ve özgür olmayı gerektirir. yanlış bir yaşamın yaşandığı günümüz dünyasında anlaşılabilmenin gerçekleşmesi düş gibidir. iki bağımsız insanın birbirini anlaması olabilecek en büyük mucizelerden biridir. unutulmamalıdır ki, anlama ve anlaşılmanın gerçekleşebilmesi, iyi niyete dayanır. iyi niyetin olmadığı noktada anlaşılma arzusu, yetişkin olamamış bireyin anneyle olan simbiyotik bağı sürdürme arzusunu sürdürmek istemesi anlamına gelir. diğer bir deyişe birey çaba göstererek anlamak ve anlaşılmak için çaba göstermek yerine, anneyle bebeklikte olan ilişkisindeki gibi kendiliğinden bir anlaşılmayı arzuluyor demektir. iyi niyetli bir çaba, anlamak ve anlaşılmanın önündeki engelleri kaldırarak, bunların gerçekleşme olasılığını arttıracaktır. ancak günümüzün nevrotik dünyasında gerçek bir sevgi gibi iyi niyet de en zor bulunan şeylerden biridir.
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.