Gönderi

Karma doktrinine inanç, gerçekte Budizm için hiçbir güçlük sunmaz; çünkü eğer fail olmaksızın eylem olabilirse, göç eden bir fail olmaksızın ruh göçü de olabilir. Üstelik Budizm'e göre ruh göçü ya da daha kesin bir şekilde, yeniden doğum vardır, ancak bu diğer Hint inançlarında olduğu gibi bu hayatın sonunda değil fakat her an gerçekleşen bir şeydir. Bir lambadan başka bir lamba tutuşturulduğunda, yalnızca ışığın ve sıcaklığın bir nakli yoktur. Onlar her an nakledilirler; yalnızca birinci durumda yeni bir alevler dizisi başlatılır. Benzer şekilde, bir "ferde" ait olan karma, hayatı boyunca olduğu gibi bizatihi ölümde de nakledilebilir ve ölü şahıs yeniden canlanmasa da, bir başkası aynı tabiatla onun yerine doğabilir. Eğer böyleyse, Rhys Davids'in ifade ettiği gibi, göç eden herhangi bir ruh ya da nefis değil, karakterdir. Bir şahıs öldüğünde, onun karakteri ondan sonra yaşar ve gücüyle, farklı bir şekle sahip olsa da bütünüyle onun tarafından etkilenmiş olan bir varlık oluşturur. Ve bu süreç, söz konusu şahıs var olmaya yönelik açlığının bütünüyle üstesinden gelinceye kadar devam edecektir. Bu açıklamayı, daha önce, Budizm'de özün bir birlik olmasa da bir süreklilik olarak kabul edildiği ifadesiyle birlikte aldığımızda, onun karma doktrinini kabul etmesinde bir çelişkinin kabulüne gerek olmadığını görürüz. Çünkü o, hem doktrinin içerimlerini yani, yaptığımız hiçbir şeyin geride etkisini bırakmaksızın ortadan kalkmadığı hem de sonuç olarak bu şekilde ortaya çıkan iyi ve kötünün kendisini işleyene geri döndüğünü kabul eder. Ancak Buda, bu doktrini dikkate değer bir ölçüde genişletir. Evvela, doktrini bütün tabiatüstü ve materyalist çağrışımlarından ayırır. Geleneksel Hindu görüşünde bir kimsenin geçmiş eylemlerine göre acı ya da zevkin taksimi bir tanrının ya da bir kısım diğer aşkın güçlerin elindedir ve göreceğimiz gibi Cayinizm'de karma, ruha bağlı kalan ve onu doğal manevi yüceliğinden aşağı çeken anlaşılması zor/latif bir madde olarak kabul eder. Buda, bu görüşlerin ikisini ıskartaya çıkardı ve karmayı, ahlaki alanda kendi doğasına ve kendi kendine işleyen gayri şahsi yasa olarak tasavvur etti.
Sayfa 129 - +130 pdf
·
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.