Ermiş, 78 sayfalık uzun bir şiir. Yazar, beşeri düşüncelerini "peygamber" olarak isimlendirdiği kahramanının ağzından dile getirmiş. Tek cümleyle ifade edebileceği yaklaşımını güzel söz sanatını kullanarak uzun uzun anlatmış. Mesela "Güzellik" hakkında 26 derin ve şiirsel cümleyle insanların güzellik sandığı şeyin tatminsiz arzular olduğunu, güzelliğin mutluluk ve yaşam olduğunu anlatmış. "Sonsuza çiçeklenen bahçedir o, daima semada bir melek sürüsü." Artık ne anlarsan anla.
Demem o ki, insanlar bu kitabı okuduklarında bir dakikalığına bile olsa "aydınlanmış" hissediyorlarsa ne mutlu onlara. Ben hissedemedim. (Zweig kitapları gibi methiyeler düzülen bir kitap. Bu kitaplara olan aşkın 70-80 sayfa olmalarıyla bir ilgisi var mı acaba? Ya da ben bu kitapların kötü çevirilerini mi okudum? Yoksa ben aşktan, yaşamdan, ölümden, mutluluk ve mutsuzluktan, sevgiden anlamayan, hisleri törpülenmiş, sığ bir insan mıyım?)