2017 Nobel edebiyat ödülü sahibi Kazuo Ishiguro'nun Time dergisi tarafından en iyi 100 roman listesine alınmış Beni Asla Bırakma kitabıyla beraberiz bugün. İsminin romantikliğine, kapağının korkunçuğuna bakıp aldanmayın.
Kitap Hailsham isimli bir yerde büyüyen Kathy H. nin otuzlu yaşlarında burada beraber büyüdüğü arkadaşlarıyla tekrar bir araya gelmesi ve bu çocukların Hailshamdaki ve sonraki hayatlarını konu alıyor.
Hailsham çocukların dış dünyadan tamamen uzaklaştırıldığı, sağlıklarına çok dikkat etmeleri gerektiği söylenen ve sürekli sanata yönlendirildiği bir yer. Tabi bunların nedenlerini kitabı okudukça buluyoruz daha fazla bahsedip spoiler vermeyeceğim.
Öncelikle kitap çok özgün bir konuya sahip. Genelde bu tarz kurguya sahip kitaplarda bir isyan duygusu hakim olur. Burda ise sadece bir kabulleniş vardı. Ya da kitabın sonlarına doğru daha iyi fark ettiğimiz kabullenilmiş bir çaresizlik. Bu yönüyle benzerlerinden ayrıldığını düşünüyorum.
Genel olarak dili akıcı bir kitaptı zevkle okudum. Bu nedenle ileride yazarın Klara ile güneş adlı kitabını da okumayı düşünüyorum.
Kitabın beni en çok etkileyen yanı "Sadece bir başkası için yaşamak nasıl olurdu?" hakkında epeyce düşündürmesi oldu.
Ama kitabın garip bir yanı ise belirli bir kategoriye sığmıyor oluşuydu. Distopya desem değil bilim kurgu desem hiç değil... Ne olduğunu çözemedim açıkçası.