Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Bu kitap aşırı duygu yoğunluğunu, kalıplara sığamayacak kadar derin bir hüznü beraberinde getiriyor. Aslında bu kitap insan duygularına dair bize çok şey anlatıyor. Sadece okunmalı ve yaşanmalı. Dilber'i yaşamalı bir de Celal'i yaşamalı. Yaşarken anlamalı. Yazarın, kendisine hayran bıraktığı bir edebi üslubu var. İnsanın içine işleyen betimlemeleriyle okuyucusuna söz konusu anı adeta yaşatıyor. Kitabın en öne çıkan özelliği kullanılan betimlemelerle birlikte okuyucusunu etkileyen edebi haz. Okumanın vermiş olduğu haz. Aynı zamanda okuyarak yaşamanın vermiş olduğu haz. Edebiyatımızın ilkleri arasına girmeyi sonuna kadar hak eden gerçek bir edebiyatçının gerçek bir edebi eserinden bahsediyoruz. O yüzden eleştirilerimi haddime göre yapmayı kendime bir görev ve borç bilirim. Kitaptaki olaylar o kadar yoğun betimlemelerle tasvir edilmiş ki okurken bazen derin düşüncelere dalıp kitaptan uzaklaşmaya ya da kopmaya neden olmuş. Bunu olumsuz bir durummuş gibi anlatmak istemiyorum. Zira kitaba büyük haksızlık yapmış olurum. Dilim varmaz... Kitapta, Jön Türklerin başlatmış olduğu akımların etkisi, eser içinde ziyadesiyle hissedilmekte. Batıcılığı tüm benliği ile savunan yazar, yapıtında doğunun bağnazlığını, çağdışılığını her fırsatta bize ispat etme çabası içinde. Elbetteki bu tartışmaya açık bir konu. Nitekim bu durum her zaman için söz konusu olmamıştır. Olayların peşi sıra geliştiği tarihsel sürece bakacak olursak "ışığın doğudan geldiğini"(Cemil Meriç) biliriz. Ama yazarın içinde bulunduğu tarihsel koşulları dikkate alırsak da yazar hiç haksız sayılmaz elbette. Bu kitapla ilgili diyebileceğim tek şey okunmalı ve okutulmalı.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201646,3bin okunma
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.