Kitabı zamanlama olarak çok doğru bir vakitte okuduğuma inanıyorum. Duygusal anlamda kendimi yorgun, bitkin hissettiğim artık neşemi kaybettim diye düşündüğüm bir zamanda benim duygularıma eşlik etti. Birçok satırda kendi duygularıma rastladığım oldu ve fark ettim ki insan işte konu ne olursa olsun duygular bir yerde buluşuyor.
Derdimiz aynı olmasa dahi duygularımızın tümünün evrensel bir tanımının olmasının sebebi de bu olsa gerek.
Kitap Werther 'in yaşadıkları üzerine hislerini anlatıyor, hangi duyguyu hangi davranışı sonucunda yaşadığını ve nasıl hissettiğini öyle çok ve başarıyla tasvirliyor ki yazar, onun gibi hissedebilirsiniz bile okurken.
Bazen aldığı kararları sorguladım bazen karşılaştırdığı meseleler adil değil gibi düşündüm ama sonrasında onun tüm bunları kendi içindeki hislerin ne kadar ehemmiyetli olduğunu ve bizim onu daha içten anlamamız için; bir noktada Werther'e hak vermemiz için bu kıyasları yaptığını anladım.
Bazen kendimizi yalnız ve duygularımızın tek yaşayanı gibi hissetsek bile aslı böyle değil.
Werther'in hissettiklerini okurken ona istemsizce katılıyorsunuz. Çünkü onun hisleri bizim içimizde olanın da bir analizi.