"Çok pervasız davranıyorsun. Benim kadar uzun süre yaşadığın zaman, her insanın bir kabuğu olduğunu ve o kabuğu hesaba katman gerektiğini anlayacaksın. Kabukla, onu çevreleyen tüm koşulları kastediyorum. Tek başına bir erkek ya da kadın diye bir şey yoktur; her birimiz bir ilaveler kümesinden oluşuruz. İnsanın benliği diye neye denir? O nerede başlar? Nerede sona erer? Bize ait olan her şeye taşar o... sonra tekrar geriye akar. Kendimin büyük bir kısmının, giymeyi seçtiğim elbiselerde olduğunu biliyorum. Eşya'ya büyük bir saygım var! Başkaları için insanın benliği, onun benliğini ifade ediş tarzıdır ve evi, giysileri, okuduğu kitaplar, beraber olduğu insanlardır ... bütün bu şeyler onu ifade eder. " (Sf. 259)