Alina Polonyada ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Çok sevdiği nişanlısı Tomasz doktor olmak Varşovaya gider. Alinaya geri döneceğine ve onu herzaman bulacağına dair söz verir. Tomasz gittikten sonra Nazilerin işgali ile birlikte hayatları tepetaklak olur. Savaşın çirkin ve acımasız yüzüyle karşılaşan Alina ve ailesinin yaşayacakları hayat hiç kolay olmayacaktır. Ülkede sürekli ölümler, işkenceler gerçekleştirilirken Alina da tek tek sevdiklerini kaybetmeye başlar. Alice, otizmli olan çocuğu Edward için kendinden fedakarlıklar yaparak bütün hayatını ona adamıştır. Büyükannesi hastanede yatarken Alice'den tek bir isteği vardır. Polonyaya gidip geçmişte yaşanan bilinmeyen sırları ortaya çıkarmasıdır. Alice büyükannesinin bu istediğini geri çevirmek istemese de Edward'ı bırakamayacağını düşünür. Çünkü kocası herzaman çok çalışır ve sürekli toplantıları vardır. Peki Alice Polonyaya gidip geçmişe dair sırları ortaya çıkarabilecek mi? Kitapta iki farklı dönem okuyoruz. Savaşın acımasız yüzü, verilen kayıplar, ayakta kalmak için yapılan mücadeleler hepsi o kadar dokunaklıydı ki insanın içine işliyor. Savaş sırasında ve toplama kampında yaşanan acılar gözyaşı dökmenize neden olabilir. Kitapta aşk duygusunun güzelliğini okurken bir yandan da yaşananlara tanık oluyoruz. Onları ayakta tutan sadece içlerinde besledikleri aşk ve umut duygusuydu. Benim gibi dönem kitaplarını seven herkese şiddetle tavsiye ederim.

Söyleyemediğimiz ŞeylerKelly Rimmer · Bilgi Yayınevi · 028 okunma

·

197 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hayriye Şahin