Gönderi

Ne zaman isterse evlenebiliriz, cevabını verdim.
Biraz sonra, onu sevip sevmediğimi sordu. Ona bu sorunun manasız olduğunu söyledim, galiba hayır, diye de ekledim. Mahzunlaştı. Ama öğle yemeğini hazırlarken hiç yoktan öylesine güldü ki onu öptüm. -Akşam, Marie beni görmeye geldi, kendisiyle evlenmek isteyip istemediğimi sordu. Benim için fark etmediğini, eğer o istiyorsa evlenebileceğimizi söyledim. O zaman da, onu sevip sevmediğimi sordu. Ben de yine daha önceki gibi cevapladım, bunun bir anlamı olmadığını ama elbette onu sevmediğimi söyledim. “Öyleyse neden evleneceksin benimle?” dedi. Ben de ona bunun bir önemi olmadığını ama o arzu ediyorsa evlenebileceğimizi anlattım. Zaten bunu isteyen oydu, bana düşen de evet, demekti. O da evliliğin ciddi bir iş olduğunu belirtti. Ben, “Yoo,” diye cevap verdim. Bir an sustu, ses çıkarmadan yüzüme baktı. Sonra konuştu. Bilmek istediği tek bir şey vardı; aynı şekilde başka bir kadına bağlı olsam ve aynı teklif ondan gelse kabul eder miymişim. Ben de, “Tabii!” dedim. O zaman, kendisinin beni sevip sevmediğini sorguladı, ben de bu konuda bir şey bilemezdim. Yine bir süre sustuktan sonra, tuhaf biri olduğumu, beni kuşkusuz bu yüzden sevdiğini ama belki günün birinde yine aynı sebepten nefret edebileceğini mırıldandı. Verecek cevabım olmadığı için susuyordum ki, o gülümseyerek kolumu tuttu ve benimle evlenmek istediğini ilan etti. Ne zaman isterse evlenebiliriz, cevabını verdim.
·
132 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.