Gönderi

Mermer İşcisi
Bir mermer işçisi, sıcak ve güneşli bir havada mermer ocağında çalışırken yorgun ve bitkin bir vaziyette şöyle güneşe doğru dönüp bir bakıvermiş ve içinden şöyle geçirmiş: “Güneş ne kadar etkili ve güçlü… Keşke güneş olsam!” Hikâye bu ya, duası kabul edilmiş, işçi güneş olmuş. Güneş olup parıldamaya, aydınlatmaya devam ederken, bulutlar önünü kapatmış, bir türlü ışıklarını bulutların ötesine geçiremiyormuş. Bu durumda bulutları daha etkili ve yetkili görmüş ve “keşke ben bir bulut olsaymışım” demiş. Bu kez bulut oluvermiş. Bulut olup semada yüzerken, ortaya çıkan rüzgârın güçlü esintisi karşısında savrulmalardan kurtulamayıp etrafa dağılıvermiş. Rüzgârı güçlü görmüş bu kez de “keşke rüzgâr olsaydım” demiş ve rüzgâr olmuş. Eserken bir dağa çarpmış, bir daha, bir daha… Bir türlü dağın arkasına geçemez olmuş. Bakmış ki dağ rüzgârdan daha güçlü. “Keşke bir dağ olsaydım” demiş, dağ olmuş. Dağ olarak varlığını sürdürürken bir gün bir bakmış karnını bir canlı oyup duruyor. Güçlükle eğilip bakmış, bir de ne görsün?! Karnını elinde balyozuyla kıyasıya delmeye, oymaya çalışan bir mermer işçisi…
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.