#değmez okunmaya çok değer bir roman. Aynı zamanda yorum yapmaya da!..
Her ne kadar ben aylar sonra buraya inceleme atabilsem de.
.
.
.
Benim roman girişlerine özel bir ilgim var. Bir film seyrederken nasıl ki ilk sahneden edindiğiniz izlenimle “İşte güzel bir film seyredeceğim!” veya “Aldık başımıza belayı, bitmez bu film!” dersiniz, işte ben de romanın ilk cümlesinde bu yorumu sıklıkla yapıyorum. “Değmez” de nefis bir girişle başlıyor ve “İşte, güzel bir roman okuyacağım hissi yaşatıyor.”
İlk sahne şöyle:
.
.
“Aras Nehri, lacivert karanlığın içinde bir bütün olarak uzayıp giden iki ülkenin sınırını çizerek akıyordu. Faruk Ferzan, nehrin üzerini kaplayan buz tabakasının altına sıkışıp kalmıştı.”
.
.
Değmez, altı çizilecek onlarca derin cümleye sahipken aynı zamanda fantastik bir dünyaya da kapı aralıyor. “Simsiyah ve Nevırmor” adında iki karga, anlatıcı görevini üstleniyor romanda. Aynı zamanda iç içe geçen karakter öyküleriyle üslup zenginleşiyor. Bu karakterler “Doslar Kasabası” zemininde buluşan ve her biri derin bir yaraya sahip insanlar. (Evet, dostlar değil doslar!)
Iğdır’ı bir roman şehrine dönüştürüyor #ismailgüzelsoy . Türk edebiyatının son yıllardaki en başarılı romanlarından biri bence #değmez . Okuyup da başkasına önermeyecek kişi muhtemelen olay anında baygındır.
.
.
“Hıçkırık, Zehra, hıçkırık bir insanın dile getirebileceği en karmaşık dizedir. Kimse ‘Bunu anlamadım’ diyemez.”
.
Roman boyunca çeşitli “dizeler” okuyacaksınız. Şiir gibi bir roman #değmez …
#iyikitapkurtlamalar
