Gönderi

“Ah bağzâr-ı letâfetin nevreste bir fidanı olan o nevnihal ömrü, filhakika tabiat, ne kadar çabuk kuruttu, ne tez mahvetti! Yazık! Ancak tabiat ne der? Bârgâh-ı celâlet-i ezeliyyete kurulmuş, sâye-i azameti ebediyete hâkim, fezâ-yı kudretinde bu gördüğümüz güneşler o tahayyül ettiğimiz küreler mevhum bir zerre, muhît-i hikmetinde bu korktuğumuz ummanlar, o ürktüğümüz tufanlar naçiz birer katre, in‘idâm-ı mükevvenât merbût-ı irâde-i ceberrûtu, intizâm-ı masnûât mukteza-yı kanûn-ı merhameti olan Allah’ın tecelliyât-ı külliye-i kibriyaiyyesinden bir kemterîn lem‘a değil mi? Eşyada, hadisatta bu gördüğümüz silsile-i irtibât ve tetâbu-i mevcudâtın bir vakt-i merhûna kadar muhâfaza-i âheng-i intizâmı için kurulmuş bir kanûn-ı ulvînin cereyân-ı ahkâmından başka nedir?
·
195 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.