"Dekadanlık meselesinde alayın derecesi o kadar ileri gitmiştir ki bazı yazarlar, roman ve hikâyelerde bile dekadanlık meselesine bir gönderme yapmaktan geri durmamışlardır. Sözgelimi Mehmed Celâl'in 'Dil-şikâr' adlı hikâyesinde, görücü usûlü ile evlendirilmek istenen Ahmed Bediî isimli kültürlü genç, müstakbel gelini anlatan görücülerin kızın dış güzelliğini abartılı bir şekilde tasvir ederken anlaşmazlığa düşmeleri karşısında: 'Dekadanların şiiri gibi rengârenk ve bukalemun olan bu hanımı bana alınız' deyiverir."