Gönderi

430 syf.
·
Puan vermedi
Uçurtma Avcısı adlı kitabından sonra, usta yazar Khaled Hosseini'nin Bin Muhteşem Güneş adlı kitabını da okumaya karar verdim. Bu sabah yaşlı gözlerle bitirdim. Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesi veya Sovyet-Afgan Savaşı, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'daki Marksist hükûmetin daveti üzerine Afganistan'a girerek, İslamcı mücahitlere karşı savaştığı 9 yıl süren bir savaşla birlikte, Afganistan'da sonu gelmeyen karışıklıkları, ve ne yazık ki Taliban'ın Afganistan yönetimini ele aldıktan sonraki sürecin acısını, adaletsizliğini, ataerkil ve ilkelliğini yazarımız çok usta bir şekilde betimlemiş. Meryem'in hayat öyküsüyle başlayan bu muazzam roman bize totaliter, ataerkil ve ilkel yönetimin acı yönünü, Meryem'in, Raşit ile zorla evlendirilmesi ile başlıyor... Taliban örgütünün dayattıklarının ağırlığı altında bir kadın olarak her sayfa çevirişimde ben de tıpkı Meryem ve Leyla gibi ve tüm Afgan kadınlar gibi ezildim. Bunun yanı sıra ötekileştirmenin, oryantalizmin, self-oryantalizmin, ön sıfatlara uğratılan insanların birbirlerine olan tutumunun nasıl vahşileştiğini ve bir ülkeyi nasıl uçuruma sürüklediğini gördüm. Tarihin kanayan yarası da bu değil mi? Bütün sorunların en temelinde, özünde her zaman 'ötekileştirme' yok mu? Erkeğin-Kadını, Peştun-Hazara, Fars-Özbek, Muhafazakar-Seküler, vs. Meryem ve Leyla'nın gücüne hayran kaldım. Sabrına, cesaretine. Raşit gibi o kadar çok erkek var ki... Raşit ve gibilerinin kurbanı olan öyle çok kadın var ki... Her dayak sahnesinden içim kan ağlayarak okudum. Öte yandan, Leyla'nın babası romanda en sevdiğim ve en takdir ettiğim karakter oldu. Eşitliğin, adaletin, eğitimin öneminin farkında olması beni çok etkiledi. Kadınların eğitim almadığı bir ülkenin asla gelişmeyeceğini söylemesi de aynı şekilde, Afganistan'ın durumunun özetiydi maalesef. En tepedekilerin başlattığı ikili savaşların tek kurbanları maalesef ki, yine halk oluyor. Ölen binlerce çocuk, anne, baba, ayrılan aşıklar ve savaşın sebep olduğu onlarca olumsuzluklar... Tıpkı, Fahrenheit451'deki gibi, kitapların yakılması, yasaklanması...Taliban'ın gelmesinden sonra hastanelerin kadın hasta kabul etmeyişi, kadınların yanlarında bir erkek olmadan dışarıya çıkma haklarının olmayışı, eğitim haklarının ellerinden alınması, kadının düpedüz ikinci sınıf insan muamelesi görmesi, ve tüm bunların yaşanmış olması öyle acı ki. Günümüzde, Taliban'ın Afganistan'a hala hükmettiği ve hala kadinlara bu zulmün yapılıyor oluşu... Oysaki, dünya hepimizin... Özgürlük en temel hakkimiz. Zülfü Livaneli'nin dediği gibi, ön sıfatlara uğratmayan, ayrıştırmayan bir hümanizm anlayışı. Bütün mesele bu. Ah Meryem... Ah fedakarlığın diğer adı... İdam edilirken sergilediğin o müthiş cesaret, o soğukkanlılık... Kim bilir dünyanın daha nerelerinde binlerce Meryem var... Binlerce Leyla var... Leyla'larin, Meryem'lerin özgür olduğu bir dünya, bir düzen dileğiyle...
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020101,4bin okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.